Ahmet Batman Sözleri
Dünyanın en büyük evindeki en büyük odaya sahip olsan da; senin sıkıştığın yer beyninin içidir ve bütün kazalar orada gerçekleşir.
— Ahmet Batman
DiğerAhmet BatmanSözleri
Eğer bir gün düşersem bir tekme de sen vurma, ayağın acır, kıyamam.
Eğer hayatıma çok seveceğim biri girecekse, daha neyi bekliyor?
En basitinden bir meybuz işte, baktığında meybuz ama yediğinde koskoca bir çocukluk.
En güzel yerlerde, en doğru insanlarla yollarımızın kesişmesi ve her zaman en iyisinin değil, en hayırlısının olması dileğiyle.
Farkın yoktu, ben farklı baktım.
Gözlerin içimi ısıtırken, rüzgarın kahvemi soğutması dileğiyle.
Hepimizin hayatında adam yerine koyup, konuştuğumuz insanlar olmuştur. Şimdi konuşmuyorsak zamanında yanlış yere koyduğumuzu anladığımız içindir.
İnsan ne istediğini iyi bilmeli. Ben yalnızlığı seviyorum mesela. Yalnızlık iyidir, bir kere trip atmıyor. Mesaj atıp cevap beklemiyor. Bugün ne yaptın? diye sormuyor. Eksileri de var tabii. Kimse yalnızlığa sarılamaz.
Kahvenin tadının değişmediğini sanan insanlar var hala. Sevdiğin biriyle içince aynı kalmıyor işte tadı. Her şeyin tadı değişiyor.
Kalbimi kırmış olabilirsin ve bu inan hiç önemli değil. Belki de benim kalbim senin kırman için yaratılmıştır.
Kaldırımlar, yalnız insanlar için vazgeçilmez bir dost olabilir.
Kimse içinde kopan fırtınaları anlamaz, anlamak zorunda da değil zaten. İnsanlar hep konuşur çünkü hayat senin, tasası onlarındır.
Konuyu sana getiren çok şey var ama seni bana getiren bir şey yok.
Masum değiliz sadece gülüşlerimiz güzel.
Olmuyorsa olmadığı daha iyi olduğu içindir, bırak olmasın.
Ön yargı hayattaki her şeyin önüne geçebilecek kadar güçlü bir saçmalıktır.
Sabah uykusu kadar sevebileceği biri lazım insana. Sen gibi, senin gibi, biraz da sana benzeyen.
Seni yazmak, sana dönmek demektir.
Telefonunuzda 'annem' yada 'babam' adında bir numaranın bile kayıtlı olması yeter bazen.
Uyuma! Sabaha kadar kahve içelim, camdan dışarıyı izleyelim. Yağmur sokaklara yağsın, sen içime yağ.
Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyordum. Sevgili desem değil aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öteye gidemedik.
Yalnızlık sanırım, meslek gibi bir şey.
Yerim belliydi. Beni nereye koyarsan koy, sana ait olduğum belliydi.
Yolun açık olsun, en çok da bana dönen tarafın.
Açık sözlü olduğunuzda kaybettiğiniz her şey, aslında kazandığınız bir değerdir ve çoğu insan değersizliği seçtiğinden açık sözlü olamaz.
Aşk öyle bir şey ki; binlerce ağır cümle ile gidemiyorsun ama bir lafı ile kapısına koşuyorsun.
Başkasında bulamadığım huzurumsun.
Bazen düşünüyorum da, hiç kendim için yaşamamışım ben. Kimse kırılmasın derken kendim paramparça olmuşum da haberim olmamış.
Bazen sarılmak iyi gelir. Karşındaki ne hisseder bilmezsin ama sen iyi hissedersin.
Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa.
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Belkide kaybettiklerine üzülmek için ayıracağın zamanı kazanabileceklerin için harcamalısın.
Ben aynı ben ama eksildim biraz, kısacası senin dönecek yüzün olsa bile benim seni koyacak bir yerim yok.
Beni ne kadar seviyorsun diye sorma. Dünyalar kadar desem değil. Ben seni bir damla su kadar seviyorum. Muhtaç olduğunda anlarsın.
Bir erkek bir kız kadar kusursuz sevemez, çünkü içindeki öküzlük ve açlık hiç bitmez.
Bir kadının melek olması için kanatlara ihtiyacı yoktur, anne olması her şeye yeter.
Bir kadının seni tüm yanlışlarına rağmen sevmesi, bir ömür boyu bunları kabul edeceği anlamına gelmiyor.
Bugün seni seviyorum, yarın da bir neden bulur severim. Daha sonra seni yeniden keşfeder yeniden severim. Benim senden başka işim yok ki.
Çayı açık severim ama seni çok koyu sevdim ben.
Çeyrek altın da aldı başını gidiyor. Çok özeniyorum şu çeyrek altına. Onun gibi olamıyorum bir türlü, alıp başımı gidemiyorum.
Çocuklar kolay anlaşabilen varlıklardı. Sorunları yaratan hep büyükler ve onların acımasız kurallarıydı.
Çok büyük acılar var ve hepsi anlık. Acı zaman geçtikçe azalan bir şey ama bunun zamanla bir ilgisi yok. Kalp inanıyor, hafıza kabul ediyor. Gitti diyorsun kendine ve inanıyorsun.
Dünyanın en büyük evindeki en büyük odaya sahip olsan da; senin sıkıştığın yer beyninin içidir ve bütün kazalar orada gerçekleşir.