Ahmet Ümit Sözleri
Tanrı olmak diye bir şey varsa işte buydu; bir insanı dünyaya getirmek, birine can vermek, yaşamın sürekliliğine katkıda bulunmak. Çünkü her çocuk bir umuttu.
— Ahmet Ümit
DiğerAhmet ÜmitSözleri
Ağlamak iyi geldi, gözyaşlarının yüreği yatıştıran bir sihri olmalıydı. Ağladıkça açıldım, ağladıkça rahatladım, ağladıkça yapmam gerekeni hatırladım.
Aşk ulaşamayacağın birini abartarak,onun kafandaki ideal kişi olduğunu sanarak tutkuyla bağlanmaktır.
Aşk yaşamı; cinayet, ölümü sıradanlıktan kurtarır.
Aşkın en güzel yanı geçici olmasıdır.
Aşktan daha büyük bencillik yoktur ve bencilliğimiz olmasa yaşam çok tatsız olurdu.
Azrail'e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada.
Baban da öyleydi, az yer, az içer, az konuşur, çok dinler, çok okur, çok düşünürdü. Bedeninden çok, gönlünü beslemeye çalışırdı. Çünkü beden tükenir, gönül ise çoğalır.
Bazı gerçeklerin kimseye yararı yoktur.
Bazı insanlar karanlık bir kuyu gibidir, yanında yıllar geçirseniz bile tanıyamazsınız, bazı insanlar ise açık kitap gibidir, daha ilk gördüğünüz anda anlarsınız. onlar kendilerini gizlemeye gerek duymazlar.
Bazı insanların gönül dağarcığı küçüktür, bir testi suyla doyar; bazılarınınki ise sonsuzdur, okyanuslar bile onların susuzluğunu gideremez.
Bence aşk, bin kere pişman olsan da, bin kere onun peşinden gitmektir.
Beni sevenlerimden koruyun, düşmanlarımla nasıl olsa baş ederim.
Bilmek her zaman güzel değildi. Anlamak sevinç vermiyordu her zaman. Çözmek aklı doyursa da ruha iyi gelmiyordu.
Birini çok seversen, ama sahiden seversen, sana ne yapmış olursa olsun, eninde sonunda mutlaka bağışlanırsın.
Bugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar.
Dedim ki; bir insan, bir nehri nasıl severse ki nehir o insanı bilmez, ben seni öyle seviyorum.
Dedim ki: Ben senden bir şey istemiyorum, gülümsemeni eksik etme yeter.
Değişimin en büyük düşmanı önyargıdır.
Evet, bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuz. Bu memlekette kadınlar, erkeklere kurban diye sunulmuş, hem zevklensinler hem işlerini görsünler hem de öldürsünler diye.
Gerçekler her zaman güzel olmayabilir. Bazen ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyidir.
Her yeni düşünce, her yeni inanç kendinden öncekileri taşır içerisinde.
Herkesin aynı yalana inanıyor olması, onu gerçek yapmaz.
İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun.
İnsan pek de vefalı bir varlık değil!
İnsanoğlu yanlış işlerden keyif alır. Dört kitabın dördünde birden niye cehennem var zannediyorsun?
Kadınlar, onlarla oynayamazsın? Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.
Kalbin attığı sürece vücut iyileşebilir. Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor. Sonuna kadar kendi kendine kanamayı sürdürüyor.
Kimse iyi dediği birine aşık olmaz. Aşkın iyilikle ilgisi yoktur.
Lafa geldi mi herkes şikayetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar.
Lakin, kurdu ne kadar terbiye edersen et, asla köpek kadar sadık olmaz.
Mesele aklın kabul ettiğini, kalbe anlatmaktı. İşte onu beceremiyordum.
Nüzhet'in kendisi bile zihnimdeki o olağanüstü yansımasını bozamaz. Ne o, ne de bir başkası.
O benim delice tutkum, hiçbir zaman iyileşmeyecek yaramdı.
Öfke geçiciydi, taht kalıcı. Öfke, altın tahtı, akılsız hükümdara mezar yapardı, doğru siyaset, akıllı padişahın adını, tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırırdı.
Sağlıklı ihtiyarlık, iyi yaşanmış bir ömrün kanıtıdır.
Şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir.
Savaşların en büyüğü kendi nefsimizle olandır.
Sensizliğin, sürekli seni hatırlatmasından bahsediyorum.
Susma, alışkanlık yapacak. Sustukça daha çok susacaksın.
Tanrı olmak diye bir şey varsa işte buydu; bir insanı dünyaya getirmek, birine can vermek, yaşamın sürekliliğine katkıda bulunmak. Çünkü her çocuk bir umuttu.