Alper Canıgüz Sözleri
İki insanı, bir üçüncüyü ezmek kadar birbirine yaklaştıran bir şey var mıdır şu dünyada?
— Alper Canıgüz
DiğerAlper CanıgüzSözleri
İnsan yüreği bir sarkaç gibidir. İstediği noktaya ulaştığı anda tüm hızıyla tam tersi tarafa doğru kaymaya başlar.
İnsanın gerçekten kötü birine dönüştüğü anın, artık kötü birine dönüştüğünü kabullendiği an olduğu kanaatine vardım.
İnsanın karnı doydukça korkaklığı artıyor.
Ne var ne yok? Zor bir soru. Pek emin değilim ama tahminimce her şey var ve yokların içinde saklı.
Okuma yazmayı evde babam öğretti. Ben de o günden beri elime ne geçerse okuyorum işte. Kardeşim yok, arkadaşlarım budala ve annem de kaçık. Siz olsanız ne yapardınız?
Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum.
Ruhum hep seni aradı benim. Hep seni arar. Milyonlarca yıl geçsin, sistemler çöksün, güneşler patlasın benim ruhum seni arar. Ve biliyor musun, bulur da. Şimdi bulduğu gibi bulur.
Sanki her şeyin mantıksızlığına kendini ikna edebilirse yaşananları gerçek olmaktan çıkarabilecekti.
Sen de biliyorsun, vakit mutlu hikayeler için çok geç.
Sevdiğin kişiye asla iyi geceler dilememelisin. Uykunun aranıza gireceğini düşündürürsün.
Sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. İlk önce bunu yaparlar. Sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için. Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni.
Sonra hep mutsuz, hep karanlık, hep yalnız oldum ben Fezai Abi. Kimseyi gerçekten sevmedim, kimseden gerçekten nefret etmedim, yaptığım hiçbir şeyin gerçekten bir anlam taşıdığına inanmadım.
Varlığımızı sürdürebilmek için kötü olmak zorundaydık. Zamanında iyi insanlar var idiyse bile artık yeryüzünde onların genlerinden eser kalmamıştı.
Ağlamanın bir kadın için her daim ulaşılmaya çalışır bir ruh durumu olduğuna inancım tamdı. Havaya atılan bir cismin yere düşme eğilimi gibi bir şeydi bu. O yüzden onu kendi haline bıraktım. Bir süre sonra sustu.
Bazı aşklar vardır, içinde kahkahaların çınlamasından ziyade gözyaşlarının çağlaması daha uygun düşer.
Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim... ve insan bir kere ölür.
Bir çocuğa anne babasını ağlarken görmekten daha fazla koyan pek az şey vardır bu dünyada.
Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir.
Eğitim şeyi ne zannediyorsun ki? Okulda insanın asıl öğrenmesi istenen, anlatılan dersler değil ders anlatılırken susması gerektiğidir. Erzurum'da da bu işin kralının yapılacağından emindim.
Gece hepimizi korkularımıza, acılarımıza daha bir yakınlaştırır.
Gerçek ya da kurgu, bütün hayat aşk denilen yalan çevresinde dönüyordu sanki. Üstelik tecrübe gösteriyordu ki, bu zıkkım, mutluluktan ziyade bir felaket müjdecisiydi. Peki neden herkes onun peşindeydi? Ya da öyle miydi hakikaten?
Güçlüler, güçlerini korumak için gözlerini kırpmadan insanları harcıyor ve adına da toplum düzeni diyorlardı.
Hakikat, bebeğim; ölümü aydınlatırken hayatı gölgeler.
İki insanı, bir üçüncüyü ezmek kadar birbirine yaklaştıran bir şey var mıdır şu dünyada?