Arif Nihat Asya Sözleri
Vazoyla saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor.
— Arif Nihat Asya
DiğerArif Nihat AsyaSözleri
Billur en güzel kahkahasını kırılırken attı.
Bir kuşa yeten yuva iki kuşa da yeter.
Bir saçı okşamaz, bir alnı serinletmez, bir yelkeni şişirmez, bir eteği havalandırmazsın. Neyleyim senin gibi rüzgarı.
Bu kitabın kaç dakikada okunduğunu bırak, kaç senede yazıldığını düşün.
Bütün dualarımızda uzun yaşamak isteği var. Eni olmazsa bir ömrün, boyu olmuş ne çıkar.
'Düşünüyorum, o halde varım.' demiş Descartes ama Arif Nihat Asya ise 'Hayır, yanlış. Düşünülüyorum, o halde varım.' demiştir.
Duvarda bir gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter.
En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin açısıdır; köleliği kabul etmenin, başkaldırmaktan vazgeçmenin acısıdır.
Gözler kalbin aynasıdır ama sen yine de gözüne kalbini sorma.
İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarında bekleriz.
İnanmak;basamakların çıkamadığı yere kanatlarınla tırmanmak.
Işığı önüne al, yürü! Gölgen arkadan ister gelsin, ister gelmesin.
Kalemini bir silah gibi değil, bir kaşık gibi tut yoksa aç kalırsın diyordu bir kitabında
Kökü, tad, sıcak. sende her aradığım vardı: seni soğuk bulanlar, ısıtamayanlardı.
Kulun olarak doğmasaydım, kendiliğimden gelir fahri kulun olurdum allah' im.
O da bir gazi olmak istedi. Fakat ona anlatmak gerekti ki, şehid olmayı göze almıyan gazi olamaz.
Sanatkâr halida gulu dikensiz yapmış. Ayakların incinmesin diye.
Tekerleri dört köşe bir arabaya bindirdiler bizi, bir gidiştir gidiyoruz.
Vazoyla saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor.