Cahit Zarifoğlu Sözleri
Sanki dünya, ölünün başucunda açık kalmış bir radyo.
— Cahit Zarifoğlu
DiğerCahit ZarifoğluSözleri
Ayıpları araştırma hastalığı bütün insanların içinden dışarı çıksa, kurumlaşsa ve kendine bir organ arasa bugünkü basını bulurdu.
Ayrılıkla başım belada Gözlerini çevir gözlerime Yoksa ben Sensiz bu sessizlikle. Deli gibiyim sensiz bu sensizlikle.
Az az ölüyoruz her gün. Yağmurdan havadan söz eder gibi, insanın her gün az az öldüğünü görüyorum, her yanda gördüğüm insanların.
Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var;Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var;Kafir oluşları veya küfre hizmet edişleri.
Bana hissettirdiklerini seviyorum. Sanki, her şey mümkünmüş gibi sanki, yaşamaya değermiş gibi.
Başıma düşmüş sevda ağı. Bir başıma tenhalarda kahroldum.
Bazen yağmur olmak ister insan. Yağmak ister sevdiğinin yüreğine...
Ben onunla içimden konuşuyordum.
Beni kabullen, kendini yanına al, gidelim.
Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna.
Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz. Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.
Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın.
Bir ölüm vefalı, bir de sonbahar.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.
Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah'la barışık adamları sevdik.
Bize ağır gelen kendimizdir. Yolda, okulda, işte, başkaları ile birlikte taşıdığımız kendimiz.
Bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek.
Burası dünya, ne çok kıymetlendirdik oysa bir tarla idi ekip biçip gidecektik.
Çöplerin içinde rüya aradım, Düştümse sana bakarken düştüm.
Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?
Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?
Dedim ya oturuyorum öylece, İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.
Değil mi ki, kavuşmalarımız topal. Ayrılıklarımız koşar adım.
Der misin ki bir gün; İnşallah çok bekletmedim seni.
Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve cedel, su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.
Diyorum ki her şeye rağmen insan mühimdir.
En uzun yoldur insanın içi.
Eskiden sadece kışlar soğuktu. Şimdi ise, insanlar soğuk, yürekler soğuk.
Evet. Evet hatırladım. Küçük basit şeyler. Yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa.
Filistin bir sınav kağıdı her mü'min kulun önünde de gerçeği yaz: hakikat şehitliğe koşmaktır de isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine.
Geç doğduk, erken ölümlere.
Gecelerimi ağırlayamaz oldum.
Gelecektim, ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim.
Hayır kalbim yorulmadım hayır hayır yıkıl daha.
Her fikrin karşılığı bir duygu vardır.
Hiç olurken duyduğum yüksek acı, beni iyileştiriyor.
İnsan sevmeli; bazen bir insanı, yahut da bir ağacı ya da kanadı kırık bir kuşu.
İnsana imtihan olarak özlemek yeter! Bir şehri. Bir sesi. Bir nefesi.
Kalbinizi ve sesinizi yumuşatın.
Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.
Kapı aralığında baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak.
Kim bilir, hangi iklimdesin. Ben, sensiz bu sessizlikle deli gibiyim.
Merakla beklemek değil, sabırla beklemek gerek.
Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde. Bir ölçü, bir adaletli ki eşi emsali bulunmaz.
Ne çok acı var.
Ah şu yalnızlık kemik gibi, ne yana dönsem batar.
Aklımdan çıkmıyorsun dedim. Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.
Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.
Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak, arayacağımız yer bellidir.
Asıl marifet buluttaydı ama herkes yağmura şiir yazdı.