Carl Gustav Jung Sözleri
Siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.
— Carl Gustav Jung
DiğerCarl Gustav JungSözleri
Tanrı adem ile havva'yı, düşünmek istemediklerini düşünmek zorunda bırakacak biçimde yaratmıştır.
Tüm benliğimiz ve düşüncelerimizle bu dünyaya bağlıyız.
Tüm dünya din konusunda ne düşünürse düşünsün, dinsel deneyim yaşamış biri, kendisine hayat, anlam ve güzellik kaynağı olan ve dünyaya ve insanlığa yeni bir parlaklık veren büyük bir hazineye sahip olmuştur. Barışa kavuşmuştur.
Tümüyle emin olduğum hiçbir şey yok. Tümüyle inandığım bir şey de gerçekten yok. Tek bildiğim, doğduğum ve var olduğum.
Uzay yolculukları yalnızca bir kaçıştan, insanın kendisinden kaçmasından ibarettir; çünkü Mars?a ya da Ay?a gitmek insanın kendi varlığına nüfus etmesinden daha kolaydır.
Yalnızlık insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.
Yaşamımızın büyük bir bölümünü bilinçdışında geçiririz.
Anima ve animusun etkileri bilince taşınabilir olsa da, kendileri bilinci aşan, algının ve iradenin ulaşabileceğinin ötesinde olan unsurlardır.
Artık elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsun.
Başkalarının bizi kızdıran tarafları, kendimizi anlamamıza yol açar.
Ben başıma gelen şeylerin toplamı değilim, ben olmayı seçtiğim şeyim.
Bilinçaltı ürkütücü bir canavar değildir. Doğal bir organizmadır. Ancak bilinçli davranışımız ise yaramaz duruma girdiğinde tehlikeli olabilir. Kendimizi baskı altına aldıkça bilinçaltının tehlikelerine kendimizi maruz bırakmış oluruz.
Bilinçdışı bizi bizden daha iyi bilir.
Bilincimize çıkaramadığımız şey, hayatta karşımıza yazgı olarak çıkar.
Bilinmeyen bir şeyi hissetmek ve bir gize sahip olmak önemlidir. Böyle bir şeyi yaşamamış bir insan, önemli bir şeyi yaşamamış olur.
Bir insan, aydınlığı hayal ederek değil, karanlığın bilincine vararak aydınlanır.
Bir İnsanın başına gelenler onu başkalarından ayıran özelliğidir. Tüm parçaların birbiriyle uyumlu olduğu bir modeli temsil eder. Yaşamı devam ettiği sürece bu parçalar birer birer önceden belirlenmiş bir tasarıma uygun olarak yerine oturur.
Bir zehrin etkisinden kurtulmak istiyorsan, onu son damlasına kadar içeceksin.
Bütün kaosun içinde bir evren, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır.
Çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum.
Diğerinin sevmediğimiz özellikleri, kendi kendimizi bulmaya yardım edebilir.
Dışarı bakan hayal görür; içeri bakan uyanır.
Doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. Anlamlı oluşununmu, yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek, insanın yapısına bağlı.
Dünyanın bu karışık halinde içe bakmaya devam. Kendi içimizdeki şiddet ile yüzleşmeye devam. İçimizdeki şiddetten öğrenmeye, şefkate dönüşene kadar yanında oturmaya devam. Madem gidip silahların önünde duramıyoruz, içimizdeki şiddetin önünde duralım.
Düşünmek zor bir sanattır onun için çoğunluk tek karar verir.
Duygusuz karanlığı aydınlatamayız ve bitkinliği harekete çeviremeyiz.
Eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, ortalama insan hakkındaki tüm bilimsel bilgileri bir yana atıp, tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve önyargısız bir tavır benimsemek zorundayım.
Eğitimli kişi, içindeki daha az nitelikli kişiyi bilinç dışına atmaya çalışır ve bunu yaparken onu isyana zorladığının farkına varmaz.
Görünüşünüz, yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakanlar düş kurar,içe bakanlar uyanış yaşar.
Günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında.
Her şeyi vaat eden adam kesinlikle hiçbir şeyi yerine getiremez ve çok şey için söz veren herkes sözünü yerine getirebilmek için kötü yollar deneme tehlikesiyle karşı karşıyadır ve çoktan yıkıma giden yola girmiştir.
İçimizdeki karanlığı göze almazsak bütünlüğümüze asla ulaşamayız.
İnsan ışığı düşünerek değil, karanlığı şuurlu hale getirerek aydınlanabilir.
İnsan varlığının tek amacı, saf varoluş karanlığında bir anlam ışığı yakabilmektir.
İnsanlar olması gerektiği gibi olabilseler, baskı altına aldıkları günahları yansıtmak zorunda kalmazlardı.
İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Kabul etmediklerimizi değiştiremeyiz. Reddetmek bizi özgürleştirmez, bunaltır.
Kimse bir başkasını yargılayabilecek kadar kusursuz değildir ama kendinde bu hakkı görebilecek kadar hadsizdir.
Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir.
Kişi kusursuzluk peşinde koşabilir ama kendisini bütünleyebilmesi için beklentilerinin tam zıddı ile karşılaşıp acı çekmek zorundadır.
Kuramları iyi öğren, ancak yaşayan ruhun mucizesine dokunduğunda onları bir yana bırak.
Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır.
Mutluluk kelimesi, hüzün ile dengelenmeseydi anlamını yitirirdi.
Nevroz daima meşru bir ıstırabın yerine geçer.
Ruhun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü bir doğası vardır.
Siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.