Cemil Meriç Sözleri
Zulüm, bir korkunun ifadesidir. Korkan zalimdir.
— Cemil Meriç
DiğerCemil MeriçSözleri
Düşünceye câzıp ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
Evladım! Diye haykırdı; bu ülkede ilerici, gerici, sağcı, solcu yoktur. Namuslu insanlar ve namussuz insanlar vardır.
Gelişmemiş bir ülkede her diplomalı, entelektüel.
Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
Gitmek, kaderin hatalarını düzeltmektir.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Halkın seviyesine ineceğiz diye, dilimizi papağanınkine benzetmek, halklaşmak değil, eşekleşmektir.
Hapishane, maskelerin çıkarıldığı yerdir.
Havarilerini yaratamayan isa'nın yeri timarhanedir, tarih değil.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Hayatından memnun olan insan veya sınıf, düşünmez. Her düşünce bir kopuştur.
Acıları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
Aldatmayan tek sevgili var dünyada: mutlak güzel.
Ama ben bu kadar acıyı, sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim.
Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
Asya'nın bütün evlatları içinde batı'nın ilk benimsediği: zerdüst.
Atatürkçülük asil cumhuriyetin resmi dinidir. Mitosu olmayan sığ, dalsız budaksız bir din. Tam robot dini.
Avam için din, kendi gibi düşünmeyeni yok etmek hürriyetidir.
Avrupa tarihi, bir sınıf kavgası tarihidir.
Aydın olmak için önce insan olmak lâzim. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan; 'uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessus..
Batı'nın düşünce tarihi akılla naklin mücadele tarihi.
Belki de medeniyet uyuyor ve zaman zaman rüya görüyor.
Ben putperest değilim, kitaba tapmıyorum; içindeki ses, içindeki ışık, içindeki sevgi, içindeki ruh, içindeki çile, içindeki göz yaşı, içindeki tecrübe, içindeki Tanrı çekiyor beni.
Beni kitaplara kaçıran ne çok insan var.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Bilinmeyen bir düşman, bilinen on düşmandan daha tehlikelidir.
Biliyorum ki, iki yaralı kalp, sağlam bir kalp eder.
Bir başkasını düşünmek, zindanımızın kapısını aralamak demektir.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
Bir şair intihar etmek isteyen genç bir kadına dur diyordu. Daha senin için bir şiir bile yazılmadı.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.
Birçok kitapları, okumuş olmak, hatta okumuş görünmek için okuyoruz. Bir çoklarını da çevremizden kaçmak için.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütun üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Bu memlekette sağcı solcu yoktur, ilerici gerici yoktur. Bu memlekette namuslular ve namussuzlar vardır.
Çağdaş insan, kökleri kopmuş bir ağaç. Hem kendine yabancı, hem tabiata.
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber gevis getiren adsız bir sürü.
Cinayete ses çıkarmayan canının suç ortağıdır.
Çıkar konuşunca, vicdan susar.
Çok zaman kaybettim. Çok zaman ve biraz ümit. Yaşamak galiba bu.
Cümleler vardır korkunç bir yer sarsıntısı gibi kıtaları birbirinden ayırır. Kıtaları yani gönülleri. Uçurumlara köprü atan cümleler de vardır.
Dahi, munzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Dergi hür tefekkürün kalesi.
Din, avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Din, bir susuzluk, sonsuza karşı duyulan özlem. Bilgi değil, aşk.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
Düşüncenin gemlerini biraz bırakınca cinnete ve hikmete beraber gidiyor insan.