Ebu Hanife Sözleri
İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın allahü teâlâ öldüğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü ilaç bir sebeptir. Sıfasını verecek olan ise allahü teâlâdir.
— Ebu Hanife
DiğerEbu HanifeSözleri
Kulların birbirlerine karşı işledikleri suçlar, kendileri için bir zulümden ibarettir.
Mümin, allahü teâlâdan korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belaya uğrarsa, gizli veya açık; 'ya rabbi, bana bu belayı neden verdin?' Diye şikayetçi olmaz. Tersine hastalığa, belaya ve kazaya rağmen allahü teâlâyi anar ve şükreder.
Mümin, allahü teâlânin kendisini devamlı denetlediğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka allahü teâlânin önü denetlediğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de açık bir yerde herhangi bir kişiyi denetleyemezler.
Şaşarım şu kimselere ki, zanla konuşurlar ve onunla amel ederler.
Allahü teâlâ bize, insanların mümin olanlarını sevmemizi, onlara karşı saygı beslememizi ve asla kırıcı olmamamızı, kalblerinde ne sakladıklarını bilemiyeceğimizi, hareketlerimizi buna göre ayarlamamızı emretmiştir.
Allahü teâlâ, kendisine şükür ismini vermiştir. Çünkü allahü teâlâ, iyiliği ödüllendirir. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.
Ben en büyük zenginliğe, helal ve haram ilmini öğrenmekle eriştim.
Bilmediklerimi ayağımın altına koysaydım başım göğe değerdi.
Bir kimse fıkıh bilmez, fikhin kıymetini ve fıkıh âlimlerinin değerini bilmezse, böyle âlimlerle oturmak [kitaplarını okumak, fıkıh öğrenmek] kendisine ağır gelir.
Bir kimsenin ilmi, kendisini allahü teâlânin yasaklarından men etmiyorsa, o kimse büyük tehlikededir.
Din ilminde konuşan kimse, allahü teâlânin kendisine: benim dinimde sen nasıl fetva verdin, nasıl söz söyledin? Sualini sormayacağını zannediyorsa, kendisine ve dinine gevşeklik etmiş olur.
Dinin alışveriş kısmını bilmeyen, haram lokmadan kurtulamaz ve ibadetlerin sevabını bulamaz. Zahmetleri boşa gider ve azaba yakalanır ve çok pişman olur.
Eğer bilmediklerim ayağımın altında olsaydı, başım göğün en yüksek katına değerdi
Eshab-ı kiramdan bize gelen, bildirilen her şeyin başımızın üstünde yeri vardır.
Günah işlemeyi zillet; günahı terk etmeyi mürüvvet gördüm ve bildim.
İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın allahü teâlâ öldüğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü ilaç bir sebeptir. Sıfasını verecek olan ise allahü teâlâdir.