Elif Şafak Sözleri
Aynalar şehrindeyim çünkü ben bir korkağım; ve ne olduğunu bilen her korkak gibi, bu sırrı kendime saklıyorum.
— Elif Şafak
DiğerElif ŞafakSözleri
Başkalarının ne dediğini kafamıza takmaktan, hep ama hep başkalarını dinlemekten, kendi yüreğimizin fısıltısını duyamıyoruz.
Batı?da insanların kafası karışmış. Mutluluğu özgürlükle, özgürlüğü ahlaksızlıkla karıştırıyorlar.
Bazen biriyle fena halde arkadaş oluyorum, sonra biraz tanıyınca geçiyor.
Bazen böyle birdenbire yaralanı veririz. Ama her yara iyileşir. Eninde sonunda kabuk bağlar, üstünü kapatır. Gözlerden saklanır. Çünkü hiçbir yara görülmek istemez.
Bazı şeyler çabuk biter. Sigara, çay, uyku, sevdiğin şarkı, hep çabuk biter. Hızlı yaşarsan ömür, çok seversen aşk çabuk biter.
Bedenlerimizi şekle sokmak için ne çok uğraş veriyoruz. Halbuki beyinlerimizi, düşünce ve algılarımızı geliştirmek için çabamız ne kadar az..
Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir.
Ben kinci biri değilim. Sadece canımı acıtan insanların, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmelerini istemiyorum.
Ben soğuk biri değilim, sadece bazı insanlar cıvık.
Binlerce kelime, onlarca hikâye var boğazımda düğümlenmiş. Susuyorum konuşmam gereken yerlerde; dilimi tutamıyorum ne zaman susmam gerekse. Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden.
Bir anın doğması için, bir anın ölmesi gerekir. Yeni bir 'Be' için eski bir ben'in kuruyup solması gibi..
Bir gün hayatına birisi girecek ve o gün, daha öncekilerle neden işlerin yürümediğini anlayacaksın.
Bir insana sırrınızı verdiğinizde, özgürlüğünüzü de verirsiniz.
Bir insanı sevmek, onun zihninde bir türlü huzura erememiş tüm hikayeleri raflarından çıkartıp, tek tek temize çekmek demektir.
Bir yere ulaşmadan, ulaşmayı dahi amaçlamadan, sırf gidebilmenin güzelliği için yollara düşebilir misiniz?
Biri var beni ağlatan, güldürenlerden daha çok sevdiğim.
Biz nefsimizi köreltmekten yana değil, bilmekten yanayız.
Boş zamanlarında ya da yalnız kaldıklarında kendilerini kanatan insanlar vardır. Elleri, dizleri, yürekleri görünmez yara bantlarıyla, sargılarla kaplıdır. O görünmez yaraları görebilmek için, onlardan biri olmak gerekir.
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan benlik zanni değil, hiçlik bilincidir.
Bu dünyadaki tek servet ailendir. Paradan ve kudretten daha önemlidir.
Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir picti ve istanbul da bir piç, sallanan bir dış gibi her an düşmeye hazırdı.
Bütün gece ağlamaktan helâk olup ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi güne devam eden canlıya kadın denir.
Değiştin diyorlar. Hayır! Kabul etmiyorum. Ben kademe atladım sadece, artık uzun uzun susabiliyorum.
Derler ki, aşk da unutulurmuş herşey gibi. Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da dolu dizgin devam ederken unutulurmuş aşk.
Dünyadaki en zalimce şey: Yalan yere umut vermektir.
Eğer iyi bir kalbin varsa: çok yardım seversin, çok güvenirsin, çok cömertsin, çok seversin, ve çok acı çekersin.
Elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla söndürürüm ki geriye aşk bâki kalsın.
Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeye görsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme.
En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.
En zoru da; yüreğinde söyleyemediğin sözlerin kalmasıdır.
Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevdiysen söyle, özlediysen arkasından koş.
Evrendeki her cisim, ne kadar albenisiz ya da ehemmiyetsiz görünürse görünsün, bir başka şeye yanıt olsun diye yaratılmıştı. Derdin olduğu yerde deva da vardı, üstelik şaşırtıcı yakınlıkta. Mesele görebilmekti.
Ey kendisinde kaybulmuş kişi! Bilmezsin, bedenin sana mezar olmuş, nefsini tanımadıkça, nefsin seni gömer olmuş.
Fotoğrafları seviyorum çünkü içindeki insanlar değişse veya gitse bile, onlar hep oradalar ve asla değişmiyorlar.
Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.
Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir uzaktan sevmek.
Gün gelir insanların yaptıklarına sabretmeyi değil, görmezden gelmeyi öğrenirsin.
'Ölçülü sev' demişti Allah resulu, çok sevince gidiyordu çünkü.
'Seni kimsenin incitmesine izin vermeyeceğim' derken bu işi kendim yapacağım demek istediği, hiç aklıma gelmemişti.
Acı seni daha güçlü yapar. Korku seni daha cesur yapar. Kırık bir kalp ise seni daha akıllı yapar.
Akla kara ayrılsınn diyedir bu ölümüne sevgi tekliflerimiz, yoksa biz hangi yürek kaç para eder taaa baştan biliriz. Kantara vuruyorsak sevgilinin aşkını,yalanını kendi görsün diyedir.
Allah haksızlığı yarına bırakır; ama yanına bırakmaz.
Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden.
Artık sana yazamam ama, seni yazarım söz.
Aşık olmayana aşk kuru bir kelimeden ibaret. Yarı palavra, yarı safsata. Aşak olmayan bunu anlayamaz, olansa anlatamaz. Öyleyse nasıl anlatılabilir aşk, kelimelerin hükmünü yitirdiği yerde? Aşk'tan.
Aşk diye bişey yaşıyorum. Ne tek taraflı demeye dilim var, ne de karşılıklı olduğuna ispatım..
Aşk mesafe yüzünden ölmez. Şüphe yüzünden ölür.
Aşk sonradan gelmez hiçbir zaman. Varsa vardır, o kadar.
Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur; başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde..
Aynalar şehrindeyim çünkü ben bir korkağım; ve ne olduğunu bilen her korkak gibi, bu sırrı kendime saklıyorum.