Erdal Demirkıran Sözleri
Bazı kadınlar sadece, ayakkabısının topuğu kadar yükselebilir.
— Erdal Demirkıran
DiğerErdal DemirkıranSözleri
Bazılarının şandan, şöhretten alacağı vardır ve tarih bunu utanarak öder bir gün.
Ben akar coşar, dolar taşar, okyanus olur karşına çıkarım; sen testin kadar alırsın benden ve nefesin kadar dalarsın derinlerime. Olay özetle ve aslında sadece budur işte.
Bir insana keriz ya da enayi muamelesi yapmak,olan alenen 'keriz' demekten daha inciticidir.
Bir yerlerde mucize arama ya da bekleme! Eğer bakmasını bilirsen mucizeden başka bir şey göremezsin.
Bizim adamlığımızda kaybettikten sonra anlamak yok. Biz sahip olduklarımıza onları kaybetmeden kıymet veririz. Kaybetmeden kaybetmiş kadar çok severiz. Hakkını veririz yani. Zor olsa da doğrusunun bu olduğuna hiç şüphemiz yoktur bizim.
Boş işlerle zaman öldür. Bu bölümde hiç zorlanmayacaksın!! Her zaman yaptıklarını yapmaya devam etmen yeterlidir.
Bütün hayatı başkalarının istediği gibi yaşadı adam. Son nefeste fark etti: ölümü, kendi bildiği gibi olacaktı; tıpkı doğumu gibi.
Daima hareket edin, asla sabit durmayın; mutlaka bir şeyler yapıyor olun. Hiçbir şey bilmiyorsanız olduğunuz yerde zıplayın.
Dikkat ettim de 'benden bir şey olmaz' diyenlerden, hakikaten hiçbir şey olmuyordu.
Dün için pişman olma! Yarın için asla kaygılanma! Bugünü yaşa! Sadece bugünü yaşa! Bugünü sanki en son gününmüş gibi yaşa! Unutma ki yarın bugüne dün diyeceksin, tıpkı dün bugün için yarın dediğin gibi...
Faydalı olduğuna inandığın sürece sen hep doğru olanı yap! Sonucun iyi ya da kötü olmasıyla değil, yeni adımını nereye atacağınla ilgilen; çünkü sonuçlar sadece yeni adımını hangi yöne atacağını gösteren olağan üstü bilgilerdir.
Genel kural: büyük hatalar küçük hesaplarda olur; çünkü küçük hesaplar küçüklere bırakılır. Büyük hesaplarda küçük hatalar olur; çünkü büyük hesaplar küçük adamlara bırakılmaz! En büyük hesapta ise asla hata olmaz; çünkü en büyük hesap insanlara bırakılamayacak kadar büyüktür.
Gereksiz insanlarla aynı havayı solumaktan, olur olmaz şeyler yüzünden tartışıp vakit öldürmekten men et kendini. Efendi gibi kır dizlerini ve tek tek çökert bütün yanlışlarını.
Geri vites yapmaz kadın erkekten bekler.
Hayatı kolaylaştırmak için icat ettiğimiz teknolojiyi bir gün yaşamak için yok etme zorunda kalacağız.
Herkes aynıdır aslında; kürsüdekinin tek farkı bunu herkesten önce anlamış olmasıdır.
İnsan her nefes aldığında yeniden başlar hayata.
İnsan isterse atomu da parçalar, güneşede çıkar.
Kadın, dağları delene aşık olur ama eve su getirenle evlenir.
Kendini Kurtaracak Tek Kişi 'Sensin'. Sana senden başka kimse çare olamaz. Yapamazsın, başaramazsın diyenlere inat, yumruğunu masaya vur ve 'Ayağa Kalk'
Kulağından tutup çöpe atmak istediklerim var fakat elim kirlenir diye bunu bile yapmıyorum.
Mumun dibindeki karanlığa küfredenlerle etrafında aydınlananlar aynı kişilerdir.
Öyleyse başına ne gelirse gelsin, sen her zaman avucuna bak; eğer yarının 'bugün' isimli anahtarı halen oradaysa, rahat ol, henüz perde kapanmamıştır.
Risk almadan yaşamak kadar keyifsiz bir şey tanımıyorum.
Sana 'Zengin olma!' diyen yok! En zengin ol hatta. Ancak yatan dairelerin, boş duran arsaların, hiç kimsenin işine yaramadan bankalarda yatan milyonların değil; insanlara ekmek olan, aş olan, fayda olan fabrikaların olsun, kısacası işe yarayan işin gücün olsun.
Sen hiç senden ekmek parası isteyen birinden akıl aldın mı?
Sen, sen ol; aydınlıkta küfrettiğinden karanlıkta özür dileme!
Sevdin mi Mecnun gibi sevip düşme çöle Sevdin mi Ferhat gibi sev hiç olmazsa; git dağ del, su getir köyüne de aşkın bir işe yarasın...
Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. Ve o günden sonra hiçbir iş yapmadı şeytan.
Şimdi çık kendi dağına, ayakkabılarını çıkar ve koş. Doludizgin koş! Arkana bile bakma koşarken. Bakma; çünkü arkanda hiç kimse yok! O dağ sadece senin. Ayağını basmadığın hiçbir yer kalmasın. Her yerini ezbere bil bu dağın. Yeni ağaçlar dik dağına. Ağaçlarla yeşile boya.
Size bir sır vereyim mi? Aslında ötmem için güle bile ihtiyacım yok benim. O işin bahanesi. Ben bülbülüm. Gül olsa da öterim olmasada.
Spora kin, işe din, kana su, suya cin karıştırılmıştı ve biz susuyorduk.
Suçlu insan yoktur, insanlık topyekun suçludur.
Sular çekilince sadece büyük taşlar yerinde kalır.
Sürünüyorsan da yılan gibi sürün; sümüklü böcek gibi değil.
Tek gerçek çalışmak; gerisi yalan!
Üç çocuğu bir adaya koydular; biri nankör oldu, biri yalancı, biri de hırsız. Üç çocuğu üç ayrı adaya koydular; biri dalgıç oldu, biri avcı, biri de denizci.
Unutma, kendini reddetsen bile hep orada olacaksın, varsın, işte oradasın.. kendinden kaçamazsın. Nereye gidersen git, o aynadaki seninle gelecek, ona sahip çık, yalnız bırakma onu yabanda.
UNUTMA! Elini her istediğinde kımıldatabiliyorsan; emin ol ki tüm kontrol sendedir. Kazanmak istediğin halde kaybediyorsan; sen asla kazanmak istememişsindir!
Akıllı adamlar kara kara düşünüp şikayet ederek yaşamak yerine, gerekeni yaparlar; sadece gerekeni.
Aklı başında olan hiçbir insan ömrünün üçte birini yastığa bağışlamaz. Öyleyse az uyu ve hiç merak etme; asla bu sebepten ölmezsin. En fazla uyuyakalırsın.
Aldığın nefesin hakkı veren, hayat için mücadele eden, alın teri ile ekmek parasını taştan çıkaranlara selam olsun.
Allah insana yarattığım en muazzam şey sensin diyordu ama o kendisini yerin dibine sokuyordu.
Aşk insanın kendini tanıması için olağanüstü bir fırsattır, sınırlarını keşfettiği andır.
Aslan çok yaşlanmıştı; ama ceylanlar yine de ondan korkuyordu. Nasıl olsa o her şeye rağmen bir aslandı.
Aslında 'yetenek' dedikleri tembeller için uydurulmuş iyi bir kamuflajdan başka bir şey değildir.
Aslında yerin kulağı falan yok insanlar yavşak.
Aynen devam et; yat uyu zorlama kendini dünyayı sen mi kurtaracaksın sanki(!)
Bana ışık lazımsa, ben güneşi isterim.
Bazı kadınlar sadece, ayakkabısının topuğu kadar yükselebilir.