Erol Anar Sözleri
Zaman kavramı kadar insanları şaşırtan ve onlara sonsuzluktaki kahredici çaresizliklerini derinden duyumsatan bir başka kavram daha yoktur.
— Erol Anar
DiğerErol AnarSözleri
Cennetteki bir insanın dileği, bir an evvel bu cehennemden kurtulmaktır.
Çoğu zaman başkalarının senin bilgilerine ihtiyacı yoktur. Unutma bilgiye ihtiyacı olan sensin, yalnızca sen.
Doğru, yanlış kişinin ağzında bile doğruluğundan bir şey yitirmez.
Dünya tarihsel olarak, her gün yeniden inançlarla kurulup, inançlarla yıkılıyor.
Dünyanın en sıcak şeyi insan sıcağıdır; dünyanın en soğuk şeyi insan soğuğudur.
Dünyanın en sıkıcı duygusu istediği bir şeyin insanın peşnden koşmasıdır.
Eğer bir ülkede hapishane varsa, yönetimi ne olursa olsun o ülke özgür değildir.
Gerçeğe ulaştığını sanan, gerçeğe ulaşmış değildir. Gerçeğe ulaştığını sanan, yalnızca gerçekten uzaklaşmıştır.
Gölgenin hükmü, gölgede geçmez.
Hayat farkına varmadığın sürece bir rüyadan başka bir şey değildir.
Hemen şimdi ve burada olmayan özgürlük, gelecekte de olmayacaktır.
Henüz var olmayan hiç var olmayacak anlamına gelmez. Öyleyse yok olan vardır. Var olan ise yok olmaya mahkûmsa, var olan yoktur.
Her şey hiçbir şeydir, hiçbir şeyse her şey değildir.
Her şey içimizdeki devleti ve iktidar tutkusunu yenmekle başlıyor.
Her şey ile hiçbir şey arasındaki kapıyı aralayan gerçeğe giden yolu görür.
Her şey ile hiçbir şeyin ortasında aşılmaz bir uçurum vardır.
Her şey insanların kim tarafından olursa olsun yönetilmeyi reddettikleri ve inisiyatif aldığı zaman farklı olacak.
Her zaman doğru olmayan yine de doğrudur. Paradoks ise doğrunun en açık görünüşüdür.
Herkes kendisini akıllı sanır. Kendisinin diğerlerinden daha akıllı olmadığını düşünmeye başlayan birisi akıllanmaya da başlamış demektir. Ancak kendisinin diğerlerinden daha akıllı olmadığını fark ettiği için akıllı olduğunu iddia eden birisi tam anlamıyla bir budaladır.
Herkesin denizi kendisine okyanustur.
Hiç, var olanın içindedir.
İçinde yaşadığımız çağ, her ne kadar 'bilgi ve enformasyon çağı' olarak nitelense de özünde anti-entelektüel bir çağdır. Bu ilk bakışta bir paradoks olarak görünse de, yadsınamaz bir gerçektir.
İnsan bazı durumlarda hani ellerini nereye koyacağını bilemez ya, duyguların taşıyıcısı yürek de böyledir zaman zaman. İnsan bazen duygu yoğunluğu yaşar ve böylesi durumlarda yüreğini nereye koyacağını bilemez.
İnsan sık sık arkasını kontrol etmeli; gölgesi ardından geliyor mu diye. Yoksa yaşama henüz bir gölge bile düşüremiyor mu? Bazı insanların gölgesi yoktur. Bazılarının ise kendisi gölge, gölgesi ise kendisidir.
İnsanın taşıyabileceği en ağır yük, kendi yüküdür.
İnsanları kolayca harcayanlar, harcadıkları kişinin aslında kendileri olduklarının farkında değillerdir.
Kafesteki bir kuş bile özgür olduğuna inandırabilir. Bu bir yanılsamadır. Ancak yanılsama, bazen gerçeğin yerine geçer.
Kâğıt kayıklarda tükettiğimiz kâğıttan hayatlara benziyor ömürlerimiz.
Kapitalizm insanın tüm zamanını çalmakta ve böylece onu köleleştirmektedir. İnsanların artık daha fazla para kazanmaktan başka bir amacı yoktur, bu daha fazla para daha az entelektüel faaliyet, daha az insani yaşamdır.
Kapitalizm, paranın sevgi üzerindeki iktidarıdır.
Kazanacağına inanmayan birisinin kazandığı zafer, buruktur.
Kendi ölümüne doğru hareket etmeyen tek şey zamanın kendisidir.
Kendisini göremeyen ve kendi gerçeğini başkalarından işiten kişi ne kadar da zavallı ve acınasıdır.
Küçüldükçe büyüten ve büyüdükçe küçülten şey kibirdir.
Ne kadar yükseğe çıkarsan, diğer insanlar senin görüş alanında o kadar küçülürler. Fakat sen de diğer insanların görüş alanında o derece küçülürsün.
Ne olduğunu değil, ne olmadığını, ne olacağını degil, ne olmayacağını bilen insan doğru yoldadır.
Ölüme teslim olacağım, ama hayata asla.
Anlam arayışı, yüreğe yapılan bir yolculuktur. Yaşam nedir? Bu soruyu sorduğun anda anlam arayışı serüvenin de başlamış demektir.
Aşk bazen inkâr edilir, ama aşk inkârın inkârıdır.
Aşk, cennetin kapısında cehennemi dilenmektir.
Aşkın en iyi tarifi Binbir Gece Masalları'nda yapılmıştır ve aşk daha çok 'Doğulu' bir kavramdır.
Aynanın sırları döküldüğünde, o artık cam olmuştur. İnsanın tüm sırları döküldüğünde, kalmadığında ise, o artık kişisel özelliğini ve değerini kaybetmiştir.
Aynı anda var olan ve aynı anda yok olan bir şey varsa o da zamandır. Zaman, hem var hem yoktur; yokluğu anlamsızlaştırandır.
Başkalarıyla kendi gerçeğini paylaşan insanın duymak istediği tek şey, kendisine itiraf edemediği gerçekleri başkasının ağzından duyma istediğidir.
Beklemeye değer tek şey ölümdür.
Bir kentin ölümü, bir insanın ölümünden çok daha trajiktir. Ve kentler öldüğünde geride yaşayan bir şey kalmaz.
Bu dünyada herkes varlığıyla bir boşluk doldurur, ancak yokluğuyla bir boşluk yaratacak hiç kimse yoktur ve olmamıştır da. Belki bazı kişiler için boşluk oluştursa da, hayatın kendisinde bir boşluk yaratmaz.
Bu dünyada hiçbir şey yoktur ki, biz denemeden çok önce birileri tarafindan denenmemiş olsun.
Bulma çabasından arınmış bir arama, kişiyi kendisine yaklaştırır.
Cennet, kendi cehennemini de içinde taşır. Cennetteki cehennem, gerçek cehennemden gerçek cehennemden çok daha kötü ve tercih edilmezdir.