George Orwell Sözleri
Zekilik kadar aptallık da gerekliydi. Ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar zordu.
— George Orwell
DiğerGeorge OrwellSözleri
Zulüm ve işkenceye kıllarını kıpırdatmadan seyirci kalan eğitimli kişiler; körlükleriyle mi aşağılıktır, yoksa vicdanlarıyla mı, bilinmez.
Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülemez.
Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. Kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu. Bu, partiye indirilmiş bir darbeydi. Sevişmek siyasal bir eylemdi..
Atıp tutmak kolay. Bendeki dertler sende olaydı görürdüm seni.
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
Belki de insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu.
Belki de, insanların ancak açlık sınırlarına yaklaştıkları zamanlarda söyleyecek şarkıları oluyordu.
Bir domuza bir insana baktı. Ama hangisinin domuz, hangisinin insan olduğu anlaşılmıyordu.
Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.
Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.
Deli dedikleri şey, tek kişilik bir azınlıktı belki de.
Dindarların ve ahlaksızların doğal olarak birbirlerini buldukları bir gerçektir.
Dışarıdaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
Doğru sözler paylaşıldıkça doğru düşünceler artar, paylaşalım.
Düşünce dili çürütürse, dil de düşünceyi çürütebilir.
Düşünmek, düşünmek, bir saniyecik bile kalmış olsa düşünmek tek umuttur.
Ellisine gelen herkes hak ettiğini bulacaktır.
Hep söylerim, asla içinde tutmayacaksın.
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
İktidarın tadını alanların önemli bir kısmı, bu konumu kaybetmemek için deri değiştiren yılanlar gibi her gün başka kimliklere bürünürler.
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir.
İyi yazamıyorsan, iyi düşünemezsin; iyi düşünemiyorsan başkaları senin yerine düşünür.
Kimsenin iktidarı sonradan bırakmak amacıyla ele geçirmediğini biliyoruz. İktidar bir araç değil, bir amaçtır. Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz, diktatörlük kurmak için devrim yapar. Zulmün amacı zulüm, işkencenin amacı işkence, iktidarın amacı iktidardır. Şimdi anlamaya başladın mı?
Kitlelerin kafalarında düşünce diye bir şey olmadığı için, onlara düşünce özgürlüğü tanınmıştır.
Küçük kurallara uyarsanız büyüklerini kırabilirsiniz.
Liderliğin sırrı, kişinin yanılmayacağına olan inancıyla geçmiş hatalardan ders alma gücünün birleşmesinde yatar.
Milliyetçi, kendi tarafınca girişilen katliama karşı çıkmamakla kalmaz, ayrıca bunları hiç duymamak gibi müthiş bir yeteneğe de sahiptir.
Modern savaşın ana amacı genel yaşam düzeyini yükseltmeksizin, makinelerin ürettiklerini tüketmektir.
Mücadeleyi reddedenler, mücadelede yer alanlardan daha ağır yaralanır.
Ne okumak istediysem onu okudum ve onlardan, bana okulda öğrettiklerinden çok daha fazlasını öğrendim.
Olumluyu olumsuza yeğlerim.oynadığımız oyunda kazanmak söz konusu değil.ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir.
Önemli olan yaşamak değildir, başarmak hiç değildir. Önemli olan insan kalmayı bilmektir.
Politik dil yalanları gerçekmiş gibi, cinayeti saygın göstermek için tasarlanmıştır.
Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.
Şunu da unutmayın ki, insana karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğimiz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın.
Tüm kitaplar eşittir ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir.
Yalnızlık ve güven neredeyse, bedenin yorgunluğu, koltuğun yumuşaklığı, pencereden giren hafif rüzgarın yanaklarında gezinişi kadar somut duygulardı.
Yaptığınız, söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi en ince ayrıntısına dek ortaya çıkabilirler ama gönlünüzün derinliğine, işleyişine, sizin bile bilmediğiniz o yere el uzatamazlar.
Yazarın meselesi yaşadığı çağ tarafından belirlenecektir.
Zekilik kadar aptallık da gerekliydi. Ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar zordu.