Hüseyin Nihal Atsız Sözleri
Ümit, en sonra terk olunan şeydir.ümitlerimiz kırık değildir. Uğrunda çalışanlar, ızdırap çekenler, ölenler bulundukça türkçülük mutlaka zafer olacaktır.
— Hüseyin Nihal Atsız
DiğerHüseyin Nihal AtsızSözleri
Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlaki, soyunun karışması ile değişebilir.
Bana göre ticanılık, nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.
Bana insanlardanmı bahsediyorsun? İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir.
Barış, savaşın başka metotlarla devamı ve silahlı savaşa hazırlığın ayrı bir şeklidir.
Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeğe tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir türk?üm. Siyasi, içtimai mezhebim türkçülük?dur.
Bir gün ülkede milliyetçi geçinen politikacılar, yöneticiler, sanatçılar, aydınlar hiç bir çıkar kaygısına düşmeden, yiğitçe, korkusuzca türkçü söylemlerde, türkçü tavırlarla milletin karşısına çıkarlarsa o gün türkçülük büyük bir utkuya yaklaşır.
Bir Kürt kendini safkan Türk sayıp, Türklük için çalışsa dahi yine ona Kürt muamelesi yapmak gerekir.
Bir millet bağımsızlığını, hürriyetini ve sınırlarını kaybedebilir, hatta yıllar boyunca başka bir milletin esareti altında yaşamak zorunda kalabilir ama bütün bu unsurlar o milletin yok olmasına etken olamaz. Ancak kendi dilini kaybetmiş bir millet yok olmaya mahkumdur.
Bir millet için, büyümekten korkmak kadar ölümcül düşünce olamaz.
Bir millet, büyümek ve iş yapabilmek için kendisinin büyük bir millet olduğu inancını duymalıdır.
Biz türküz. Tarihimize ve en yakın mazimize dayanarak türküz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.
Bize bir gençlik lazımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.
Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.
Bu memleket geri zekalılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur.
Bütün dünyada yurt düşmanlarına müsamaha gösteren, hatta onlara mevki ve salahiyet veren tek ülke Türkiye’dir!
Din arabın, hukuk sizin(italyan), harp türklüğündür.
Dünyadaki bütün milletler, yabancı devlet hakimiyetinde kalan soydaşlarını kendileriyle birleştirmek için silahlı ve silahsız savaşlar yaparlar. Bunun adı emperyalizm değildir, irredantelizmdir ki makbul bir davranıştır.
Eski topraklarımızı kurtarmak isteğimiz emperyalizm ise emperyalistiz. Türkistan'ı, idil-ural'ı, azerbaycan'ı, kafkasya'yı, kırım'ı ve türkler?in yaşadığı başka yerleri iş!temek emperyalizm ise kutlu bir düşüncedir.
Haritalarda ırkımızın yaşadığı yerlere baktık, milletimize fenalık edenleri tarihte okuduk ve milli kini ateşten damgalar gibi kalbimize yazdık.
Herkes barıştan söz ettiği halde herkes savaşıyor. Çünkü herkes kendi yarınını, öbür gününü, daha uzak geleceğini emniyete almak istiyor. Çünkü kimse kimseye güvenmiyor. Çünkü herkes birbirinden korkuyor.
İnsanları insan yapan, büyük bir düşüncenin ardından koşmalarıdır. İnsan, şeref için ve muhteşem saydığı bir gaye için ölmesini bilen yaratıktır.
Irkî asaletimiz, enerjimiz ve insanlık meziyetlerimize dünya milletleri ve büyükleri hayran kalırken, bizim kendi milletimizi hiçe saymamız ve kendi kabiliyetlerimizden ümit kesmemiz eğer fena bir kasda makrünsa alçaklık, böyle bir niyete matuf olmadan inanılmış ise kör gözlü bir budalalıktır.
Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak!şaheserler sungulerle yazılır ancak!
Kendimize dönelim. Ahlak, edebiyat, musiki, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk, aile, adet, anane ve her şeyde milli olalım.
Maddileşmiş bir insan vatan için olur mu? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı?
Milletler fedakar fertlerin çokluğu nispetinde yükselir.
Milletleri millet yapan, uğrunda ölecekleri yüksek ülkülere bağlanmış olmalarıdır.
Milli ahlak; bizim için cephelerde kan döken, tarlalarda alınteri akıtan ve nihayet bütçemizi doldurmak için kesesini boşaltan halkımızın, malına ve canına göz dikmemektir. Onun için çalışmayı, kendimiz için çalışmaktan üstün tutmaktır.
Milliyetçiliğin zamanı geçmez, dünyada milletler ve diller kaldıkça, milliyetçilik de kalacaktır.
Ortak düşüncesi olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türküsü alır yürür.
Sadece hayvanların milliyeti yoktur.
Şerefliler taviz vermezler. Şerefin tavizi yoktur.
Tarihi düşmanlar, ancak dışişleri bakanlarının dostudur. Milletin asla.
Tehlikeler nereden gelirse gelsin ve ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı türk ülküsü'dür.
Türk bir vazife için yaratılmıştır. O vazife kainat güzelleştiği zaman biter.
Türk bünyesini mikroptan temizleyecek en güzel tedavi usulü: katlıâm.
Türk olmak, için mutlaka müslüman olmaya lüzum yoktur. Çünkü bugünkü türkler arasında birkaç yüz bin saman, birkaç yüz bin hıristiyan ve hatta birkaç bin musevi türk (karayımlar) de vardır. Din ayrılığı yüzünden bunları türklük'den çıkarmaya hakkımız yoktur.
Türk topraklarında yaşamak hakkı yalnız türk'ün olmalıdır.
Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur.
Türkçü; eyyamcı ve dalkavuk olamaz. Sert yaşamaktan hoşlanırve en büyük sertliği de nefsine karşı gösterir.
Türkçü; hiç şüphesiz türk?den olur. Fakat her 'türkçüyüm' diyen türk, türkçü değildir. Samimi olması ve türkçülüğün şartlarına uyması lazımdır.
Türkçüler bugünlük ancak türkçü karakteri olan partileri tutarlar. Türkçülük?den sapan veya taviz veren hiç bir parti türkçüler'ce tutulmaz, tutulamaz. Türkçülüğün ne olduğu açık, seçik ortada bulunduğu için bugünkü tutumları ile hiç bir parti türkçü değildir.
Türkçüler için izmir'i kurtarmak için yapılan savaşla kıbrıs'ı kurtarmak için yapılacak savaş arasında hiç bir fark yoktur. Çünkü türk milleti bir bütün olduğu için türkçülük ancak ve yalnız bütün türkler?i içine alan bir milliyetçilik davasını ülkü edinir.
Türkçülük bir ülkü, siyaset ise iktidara geçme taktiğidir. Bu sebeple bir ana inanç ve ana düşünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani taktik her zaman değişir.
Türkçülük, bir fikir olduğu kadar da inançtır. İnanç olduğu için de tartışmasız, tenkitsiz kabul olunur. Onun tartışılacak ve tenkit olunacak tarafı temeli, esası değil, ayrıntılarıdır.
Türkçülük, büyük türk ilinde türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve istklali ile türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.
Türkçülük, yükselmek için değil, yükseltmek içindir.
Türkler, türk soyundan gelenlerle türk soyundan gelmişler kadar türkleşip kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir yabancı ırk düşüncesi bulunmayan fertlerin topluluğudur.
Ülküsüz millet, şuursuz insan gibidir.
Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiç bir şey olmaz.