James Patterson Sözleri
Öğleden sonra saat beş hücrelere dönme vaktiydi.Ender istisnalar hariç tüm mahkumlar bu saatten sabaha kadar hücrelerinde olmak zorundaydı.
— James Patterson
DiğerJames PattersonSözleri
Ona inanayım mı inanmayayım mı bilemiyorum. Ancak her iki durumda da başka birinin yaşamı konusunda ne kadar pervasız olduğu açık...
Örneğin bir balkonun kenarına yanaşmam ben. Dengemi yitirmekten ya da aşağı düşmekten korktuğum falan yok, aşağı atlamaktan korkuyorum.
Oz oğlum, bazen içinde yaşadığımız bu dünyanın lanet olası bir hayvanat bahçesinden başka bir şey olmadığını düşünüyorum.
Şansım varsa alışkanlıkların kolay kolay bırakılmadığını kanıtlayacağım bu akşam.
Ümitsiz anlarda ümitsiz çarelere başvurulur.
Akıl ustası her şeyi çok sıkı programlıyordu. Kafasındaki saat sürekli ve yüksek sesle tiktaklıyordu.
Alt kata uçarak iniyorum. Çevremden geçen kurşun seslerini duyabiliyorum.
Ama bugün de güneşin doğuşunu görüyorum. Bu bile başlı başına büyük bir zafer.
Aslında olmayan gölgeler görmeye başladım.Aynı biçimde olmayan ayak sesleri duyuyorum.Yardıma ihtiyacım var.
Bağışlayın. Bazen aklım çölde yitip giden Musa gibi karışıyor.
Ben her zaman delilikle fiziksel sorumsuzluğun iç içe geçmiş olduğunu düşünmüşümdür.
Bilemiyorum. Umurumda da değil ayrıca. Sadece eve gitmek istiyorum, o kadar.
Bir şeyi istediğinizi bilmenin ötesinde, o şeye sahip olamayacağınızı da bilmekten daha kötü ne olabilir ki?
Boğulan bir insanın bilincini kaybetmesi ne kadar sürer?
Bu, sonuçta onlar için olası bir iyi haber,her ne kadar kafa karıştırıcı olsa da.
Doğruyu yapma gücüne sahip ol.
Düğünlerde ağlayan insanlara kimse ses çıkarmazken, cenazeler de gülmek niye tuhaf sayılıyor?
Eğer derileri tamamen soyulmuşsa, alkışlayan iki elin sesi duyulur mu?
En son duyduğuma göre bir kalem kılıçtan daha etkili olabilirmiş.
Kafamda sırasız, beynimin tüm kıvrımlarını dolduran düşüncelerle çıkıyorum polis merkezinden...
Kapıdan bir ses geliyor. Kapının tokmağı dönüyor. Caney'in gözleri benimkileri arıyor. Arkasından ABD başkanı içeri giriyor.
Kendi cenazeme koşuyor gibi korkuyorum. Ama başka şansım yok.
Maskaralık da hakkını vererek oynanmalı.
Öğleden sonra saat beş hücrelere dönme vaktiydi.Ender istisnalar hariç tüm mahkumlar bu saatten sabaha kadar hücrelerinde olmak zorundaydı.