Karl Marx Sözleri
Özel mülkiyetin egemen olduğu yerde, insanların ilişkisi ve kadın erkek ilişkisi bir ticarete dönüşür.
— Karl Marx
DiğerKarl MarxSözleri
Özgürlük; köleler için değil, köle olduğunu bilenler içindir.
Radikal olmak, şeyleri kökünden kavramak demektir. Fakat insan için kök, insanın kendisidir.
Reform, gerçek anlamda teorik bir anlam taşır. İlericilik, önceki zamanlarda rahibin beyninde başladığı gibi, şu anda da bir filozofun beyninde başlamalıdır.
Tarih kendini tekrarlar, ilk trajedi, sonra güldürü şeklinde.
'Emek' yakın doğası itibarıyla özgür olmayan, insani olmayan, toplumsal olmayandır, özel mülkiyetin tabi kıldığı ve özel mülkiyeti yaratandır.
Anlatılan senin hikayendir.
Aşacağımız son kapitalist,muhtemelen bize asma halatını satan kişi olacaktır.
Bir kimsenin özgür olarak gelişmesi, herkesin özgür olarak gelişmesinin şartıdır.
Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtir.
Cimri aklını kaçırmış bir kapitalisttir, kapitalist ise aklı başında bir cimri.
Dağınık olan sistem değil, sistemin çarkları haline dönüşmeye meyıllı olan insan aklı.
Deneyimle sabittir ki, en mutlu insan en çok insanı mutlu edendir.
Din gerçek sefaletin ifadesi, gerçek sefalete karşı protesto, ezilen yaratıkların iç geçirmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhu. İnsanların afyonudur.
Din, bunalmiş mahlukun iç çekişi, merhametsiz bir dünyanın ruhu ve aynı zamanda akılsız bir çağın aklıdır. Din halkın afyonudur.
Din, ezilenlerin iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur!
Dünyanın bütün işçileri, birleşin! Zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz birşeyiniz yok!
Dünyanın kurtuluşu sosyalizmdedir.
Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.
Eğer dış görünüş ve şeylerin özü aynı olsaydı, o zaman bilime gerek kalmazdı.
Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz.
Fikir,çıkardan ayrı tutulduğu her zaman içler acısı bir başarısızlığa uğramıştır.
Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.
Görünen, gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı.
Hadi oradan. Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir.
Halkın hayali mutluluğu olan dinin ortadan kaldırılmasını istemek, halkın gerçek mutluluğunu istemektir.
Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette. Bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen. Ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterlidir.
Her toplumsal çağın, büyük adamlara gereksinmesi vardır ve eğer onları bulamazsa, kendisi yaratır, icat eder.
Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar!
İnsan ancak toplum içinde bireye dönüşebilen bir hayvandır.
İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır.
İnsan gelişmesinin alanı zamandır.
İnsanlar tarihlerini kendileri yaparlar, ama onu serbestçe kendi seçtikleri parçaları bir araya getirerek değil, dolaysızca önlerinde buldukları, geçmişten devreden verili koşullarda yaparlar. Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek, yaşayanların beyinlerine bir kabus gibi çöker.
İnsanların aldatıcı mutluluğu olarak dinin kaldırılması, onların gerçek mutluluklarını talep etmektir.
İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.
İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değildir; tersine insanların bilinçlerini belirleyen onların varlıklarıdır.
İnsanlık tarihi bir mücadeledir ama ırklar ya da bireyler değil, sınıflar arasında.
İnsanoğlu önüne çıkan sorunlara çözüm arar.
İşe fiilen başlar başlamaz, artık, emeği onun olmaktan çıkmıştır ve bunun için de bu emeğin şimdi işçi tarafından satılması sözkonusu olamaz.
Kadının, erkeğin egemenliğinden kurtuluş derecesi, özgürlüğün en temel göstergesidir.
Kapitalist üretimin en büyük engeli, sermayenin ta kendisidir.
Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.
Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa; seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bu bir talihsizliktir.
Kendini ne kadar azaltırsan o kadar çoğa sahip olursun; çünkü kendine has yaşamın ifadesi ile dış dünyanın ifadesi ters orantılıdır.
Kitaplarım, onları yazarken içtiğim tütünün bile parasını karşılamadı.
Lanetlenmeyi göze almayan bir insan hiçbir şey yapamaz.
Madem ki insanı biçimlendiren yaşadığı koşullar; koşullar en insanı şekilde biçimlenmelidir.
Mülkiyetin ilk biçimi, kadın ve çocukların, kocanın kölesi olduğu ailede yatar.
Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan o kadar çoksun demektir ve görkemli yaşamın da o denli büyüktür.
Özel mülkiyet bizi öylesine aptal ve tek yanlı hale getirdi ki, bir nesnenin, ancak bizim için bir sermaye olarak var olduğunda, ya da ona doğrudan sahip olduğumuzda, yediğimizde, içtiğimizde, giydiğimizde, içinde yaşadığımızda vs. Kısaca onu kullandığımızda onun bizim olduğunu düşünürüz.
Özel mülkiyetin egemen olduğu yerde, insanların ilişkisi ve kadın erkek ilişkisi bir ticarete dönüşür.