Lucius Annaeus Seneca Sözleri
Bağladığın bağlar çok sıkı olmasın, çok bol da olmasın. Çok bol olursa kaçarım; çok sert olursa koparım.
— Lucius Annaeus Seneca
DiğerLucius Annaeus SenecaSözleri
Başlayan her şey biter.
Bilen birine öğüt vermek gereksizdir bilmeyen birine ise yetersizdir.
Bilgeliğin temeli boş şeylerden hoşlanmamaktır.
Bir bilge en kötüyü bile gülerek karşılamalıydı.
Bir hakareti görmezden gelmek çoğu zaman öcünü almaktan daha iyidir.
Bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa onun için her rüzgar uygundur.
Bir yanı dinlemeden karar veren, doğru karar verse bile adaletsizlik etmiş sayılır.
Bir yaşamı eylemleri ile ölçelim, zamanı ile değil.
Biz fani yaratıklar, ne kadar çılgınız.
Bütün kaygılarından kurtulmak istiyorsan, korktuğun şeyin başına geldiğini düşün.
Bütün sanat doğanın bir taklididir.
Büyük bir servet, büyük bir köleliktir.
Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten veya alçaltan şey kıyaslamadır. Bir nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Büyüklüğün zirvesine giden yol inişli çıkışlıdır.
Çoğu şeyi kazanırken, bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öyle seçimler yapki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsın.
Çoğu zaman düzenli olan şey niteliktir, nicelik değil.
Çok az şeye sahip olan insan değil, asıl çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir.
Cüce, dağa da çıksa cüce, dev, kuyuya da girse devdir.
Deniz sakın olduğu zaman büyük dalgalar kayalara çarpmaz.
Doğduğu yerin izlerini taşımayan hiçbir şey yoktur.
Doktor kendini kaybetmiş bir hastanın huysuzluklarına kızmaz. Ateşlendiği bir sırada kendisine dil uzatmasına da sinirlenmez. İşte akıllı bir adamın da insanlara yapacağı muamele böyle olmalıdır.
En kudretli insan,kendisine hakim olandır.
Erdeme, yanılgılarımıza savaş ilan ettiğimiz zaman erişebiliriz.
Evet, öyle yap, kendin için kazan kendini. Şimdiye değin senden zorla alınan ya da çalınan ya da boşuna akıp giden zamanına sarıl, iyi kullan onu. Sarıl bütün saatlerine: bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına. Böyledir bu iş: yaşamak ertelendi mi, hızla akar geçer.
Ey hayat seni bu kadar önemli tutulman ölüm sayesindedir.
Ey hayat! Ölüme şükret, seni, onun yüzünden seviyorum.
Felsefe; yapmayı öğretir, söylemeyi değil.
Geçmişi unutan şimdiyi ihmal eden gelecekten korkan insanların ömrü çok daha kısa çok daha karışıktır. Son anlarını yaşarken zavallılar çok geç farkına varırlar ki onca zamanı bir hiç uğruna didinerek geçirmişler.
Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.
Göründüğü kadarı ile insanlar, düşüncelerini saklamak için değil, hiçbir düşünceleri olmadığını saklamak için konuşmayı öğrenmişler.
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Hakikat daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Çünkü kural olarak azınlık gerçekten bir fikre sahip olanlardan oluşmuştur. Buna karşın çoğunluğun gücü aldatıcıdır, kalabalığın hiçbir görüşü olmaması anlayışına dayanır.
Hasta olduğun için değil, hayatta olduğun için öleceksin.
Hata insana mahsustur, ancak hata yapmakta diretmek şeytancadır.
Hayat bir çömleğe benzer; ancak parçalandığında boş olduğu ortaya çıkar.
Hayat bir hikaye gibidir, ne kadar uzun olduğu değil ne kadar güzel olduğu önemlidir.
Hayat bir öyküye benzer, önemli olan yani eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.
Hayat öyle lanet bir şey ki; ya yanlış zamanda doğru insanı karşına çıkarır. Ya da yanlış insanla, zamanını harcatır.
Hayat tanrının armağanıdır, fakat iyi yaşamak senin düşüncenin armağanıdır.
Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anlamını kaybetmek.
Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünler!
Hayatımı felsefeye borçluyum; üstelik düş kırıklıkları karşısında sağlam durmak felsefeye karşı taşıdığım sorumlulukların en küçüğü.
Açıkça gösterilen nefret, öc alma duygusunu yok eder.
Acısız geçen gün yoktur.
Adaletsizlik sonsuza kadar hükmedemez.
Altın ateşte, cesur insanlar felakette anlaşılır.
Arzularımız gerçekleşmediği takdirde, nelerle karşılaşabileceğimizi şöyle mantıklıca bir düşünürsek, yaşayabileceğimiz sorunların, yol açtıkları huzursuzluğa kıyasla çok daha küçük olduklarını görürüz.
Aslında zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, biz cesaret edemediğimiz için zordur.
Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.
Bağladığın bağlar çok sıkı olmasın, çok bol da olmasın. Çok bol olursa kaçarım; çok sert olursa koparım.