Maeve Binchy Sözleri
Aşkı ve sevgiyi anlayışlı bir insanla tartışmak kadar zevkli bir şey olamaz.
— Maeve Binchy
DiğerMaeve BinchySözleri
Ayak tırnaklarını kesmeye benziyor, kimse yapmaktan hoşlanmaz ama yapmak gerekir.
Bazı insanlarda kimsenin tahmin edemeyeceği, bilinmez nedenlerle artık hayata son verme isteğiyle dolu yarıklar vardır.
Belki de insanın evrenin odak noktası olarak gördüğü varlıktan yavaş yavaş kopmaya başladığı, uzaklaştığı dönemdir yaşlılık.
Bildiğin komik dünya işte. Bir kez bunu kavradın mı yolun yarısını kat etmişsin demektir.
Büyümenin en zor yanı soru soracak kimsenin kalmaması.
Çoğumuzun derdi kendimizi çok fazla düşünüyor olmamız; sorunlarımızı olduğundan daha önemli hale getiren budur.
Eğer birini seviyorsan o insanı kaybetmemek için her şeyi yaparmış gibi yaparsın.
Eğer kendine gülebiliyorsa, kendine bile bile kötülük yapılmasını alaya alabiliyorsa kendine acımıyor demekti.
Geçmişe uzaktan bakmak gibi bir şeydi bu; her şeyin değiştiği, ama bir bakıma hiçbir şeyin değişmediği geçmişe.
Gerçekten de birçok bakımdan yaşantıları masal gibiydi.
Grania bankada çalışıyordu.Onun da anlatacak fazla bir şeyi olmazdı.
Hayat ne zaman haklıdan yana olmuştu ki?
Hayatımla gurur duymuyorum, ama utanmıyorum da. Benimki sadece bir yaşam biçimi.
Hayatta en büyük marifet söyleyeceklerini doğru zamanda söylemektir.
Hayatta yanlış seçim yaptığını düşünen, tüm yaşamını o seçimden dolayı pişmanlık duyarak geçirenlere aptal denir.
Hepimiz biraz deliyiz aslında. Bir çanaktaki bezelyeler kadar birbirimize benzememizi önleyen de bu.
Herkes gerçekten istediği bir şeyin peşinden gidebilecek kadar cesur olsa, dünya bambaşka bir yer olurdu.
Herkesin elinde kocaman taşlı pırlanta birer yüzük olsa ya da gün batımları her yerde kızıl ya da altın sarısı olsa, bunların hiç biri kıymetli olmazdı.
İçindeki coşkuyu öldüren biri mucizeler yaratabilir mi?
İnsan bir işe girmeden başına gelecekleri bilemez, girdikten sonra da artık çok geçtir.
İnsan sadece kendine uygun olana âşık olsa hayat hem çok sıkıcı hem de ne kadar kolay olurdu.
İnsanları neden değiştirmek istediğimizi düşünmeye başladım. Onları ya oldukları gibi sevmeli ya da bırakıp yolumuza devam etmeliyiz.
İnsanların çoğunun hayatı böyle geçiyordu. Mutluluk denen şey hayalden başka bir şey değildir belki.
İstediğin kişinin nasıl olması gerektiğini bilmek yerine, bir başka kişide kendine yakın ve uzak özellikleri keşfetmek durumunda kalmak zor.
İyi günde herkes dosttur, zor olan kötü günde dost kalmaktır, değil mi?
Kimse bize savaşların sonsuza dek sürdüğünü anlatmamıştı.
Mutluluk insanların beklentilerinin gerçekleşmesiyle ilgili bir şeydir, karakterleri ya da yaşları ile ilgili değil, çocuk ya da yaşlı fark etmez.
Öğrendiğim bir şey var: Bir şey beklediğinden daha iyi sonuçlanırsa nedenlerini merak etme!
Tanıdığım en kötü ve kuşkucu erkeksin. Seni kim sevebilir?
Yara soğuyunca ağrımaya başlar.
Yaşamın tek anlamı ihtiyaç duyulmak, esin vermek, bir şeyin arkasındaki güç olmaktı. Bunu kimse anlamıyordu, hiç kimse.
Ağlamadı, ağlayamayacak kadar büyük bir boşluk hissediyordu içinde.
Aklı meşgul etmenin tedavi edici gücünü asla küçümsemeyin.
Anlaşılan aradan geçen yıllar bu aptallığı bilgeliğe dönüştürmüştü. Dünya tuhaf bir yer değil miydi?
Aşkı ve sevgiyi anlayışlı bir insanla tartışmak kadar zevkli bir şey olamaz.