Muhiddin Arabi Sözleri
Bazen, izhar etmene izin verilmeyen sırlar, sana nurları sönük bir hâlde görünür.
— Muhiddin Arabi
DiğerMuhiddin ArabiSözleri
Bilmediği konuda sorması gerektiğini bilmemek de cahilliğin bir parçasıdır.
Bilmediklerini bilenden öğren. Bildiklerini de bilmeyenlere öğret.
Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.
Bir kişi kendi ihsan ve iyiliğinin bolluğundan bahsedip duruyorsa elinden çıkıveren bir kötülük onu mahçup edip susturuverir. Ama allâh'in ona ihsanının bolluğundan bahsedip duran kişi, elinden kötülük de zuhur etse susmaz allâh'in ihsanından bahsetmeye devam eder.
Bir makamdan, ona yenice gözlerini çevirip bakan kişi de bahsedebilir, o makama çoktan ulaşmış kişi de. Bu ancak basiret ehline açık bir farktır.
Bir sufi şöyle demiştir: Akıl ile irade edilen sevgide hayır yoktur.
Bizde büyük ya da güçlü olan kazanmaz oğul, Allah kimin yanındaysa O kazanır.
Bizler kirlenmemekle değil, temizlenmekle yükümlüyüz.
Borcuna sadık ol. Sözünden dönme ve yerine getiremeyeceğin vaatlerde asla bulunma.
Cenâb i hak sana hizmeti ibadeti farz kılmakla aslında cennetine girmeyi farz kılmıştır.
Cenâb i hak sürekli olarak bir işi senin için neticelendirip semerelendiriyorsa, bu, allah teâlâ'nin seni o iş üzere ikâme ettiğinin delilidir.
Daima bilgili kişileri dinle. Bir işi bitirince, yeni bir işe başla.
Devletin büyüklerine dil uzatma. Hataları olursa onlara aittir. Senin tutu¬mün, emirlere uymak, düzeni bozmamak olmalı. Eğer tenkit edeceksen, sıfatı tenkit et, öze dokunma. Methedersen, her ikisini de methet.
Duman çekilince görürsün, bindiğin at mıdır, eşek midir.
Dünya hayatına meyledenler deniz suyu içenlere benzerler. İçtikçe susarlar, susadıkça içerler.
Dünyadaki her şeyin allah katında belirlenmiş bir ecele kadar devam ettiğini bilmemiz, benliğimize izzet kazandırır.
Eğer aşığın sevgisinde herhangi bir akıl kırıntısı kalmışsa o akıl, aşığı Sevgilisinden alıkoyar, başkasını düşünmeye fırsat verir. Bu sevgi saf ve gerçek değil ancak nefsindendir.
Eğer söz sahibi isen, hak ile şöyle, hak ile hükmet. Heva ve hevese uyma.
Ehlinin kalbî nurları sözlerinden önde gider. Böylece nurlandırdıkları yere sözlerinin tesiri de ulaşmış olur.
En yüksek makam bilgi, en yüksek hal ise sevgidir.
Evlere izinsiz girmeyin.
Farz ibadetlerin îfâsi, sen onları erteleyip durmayasın diye belli vakitlerle sınırlandırılmış; senin irade payın olsun diye de genişçe bir zamana yayılmıştır.
Faydasız ilim, sıfasız ilaca benzer. Güzel ilim, çalışma ile beraber olandır.
Gizli yapılan faydalı işler, ihlasın en büyük göstergesidir.
Hakikat erbabının ifadeleri ya vecdlerinin coşkunluğu sebebiyle ya da müridi irşâd etmek kastıyladır. Birincisi sulûk ehlinin, ikincisi ise tahkik ve temkin ehlinin hâlıdır.
Hakiki nasihat edenin dostu az olur.
Hayırlı bir şey söylemiş veya hayırlı bir şeye delalet etmiş isen evvela onu kendin işle. İlk nasihati nefsine yap. İnsanlar, evvela insanın işine bakarlar, sözlerine değil.
Her eylem, her hareket ilahi bir amaç için olmalıdır.
Her halinde iyi niyetli olmağa gayret et. İbadetin başı, niyettir.
Her söz sâdir olduğu kalbin kisvesine bürünmüş hâlde ortaya çıkar.
Hiç bir şeyin hakikatini idrak ediyor değilim Nasıl edeyim ki, ben de o şeyin bir parçasıyım.
Hitap, konuşanın değil dinleyenin değerine göre ortaya çıkar.
Hürmetler karşılıklıdır. Sabırla öfkesini yutanın kalbine emniyet ve imanın dolacağını da unutma.
İbadetlere neş'eli olarak başla.
İhtiyacı olanların yardımına, karşılık beklemeden koş.
İki iş arasında mütereddit kaldığın zaman nefse daha ağır gelenini tercih et. Zira nefse haktan gayrisi ağır gelmez.
İnsanın kendi şahsına rahmeti, başkasına rahmetinden daha büyüktür.
İnsanlardan bir şeyler almak için elini uzatma. Ancak onların sûretinde verenin allah teâlâ öldüğünü görürsen alabilirsin. Bu takdirde de ilmin sana mübah kıldığı kadarını al.
İnsanları hayırlı işlere teşvik edenler, sevaba ortak olurlar.
Kazanmak istiyorsan, önce çalış. Hürmet görmek istiyorsan, önce hürmet et. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi öğren.
Abdest, başlı basma bir ibadettir, abdestli bulun.
Allah ilmi sadece sevdiğine, hali sevdiğine ve sevmediğine verir. Çünkü ilim sabit, hal gidicidir.
Allah sana servet ihsan etmişse, onu Allah'ın razı olacağı yerlere sarfet. İnsan, nimeti arttıkça, şükrünü artırmalı. Şükür etmeyenlerin kalbine dalgınlık gelir. Bunların dilleri zikrullaha, kalpleri de huzura kavuşamaz.
Allah teâlâ, kulların sâlih amel işleme arzusunun az olduğunu bildiği için ibadeti farz kılmış ve onları farziyet zincirlerine vurarak cennetine sevk etmiştir.
Allah'im maksadım sensin ve senin rızan da arzumdur.
Allâh'in, kendisini şehvetten kurtarıp gafletten uyandırmasını uzak gören kimse, hâsâ- o'nun ilâhî kudretini âciz görmüş olur. Allah teâlâ her şeye muktedirdir.
Bazen ârif kişi ihtiyacını allâh'a bile arz etmekten hayâ eder. Çünkü onun takdiriyle yetinmektedir. Bu böyleyken allâh'in kullarına nasıl olsun da arz-ı ihtiyaç etsin.
Bazen istikameti kemâle ermemiş kişi, kerametle riziklandırılabilir.
Bazen namazda veya oruçta bulamadığın feyzi, belâ ve mihnette bulursun.
Bazen, izhar etmene izin verilmeyen sırlar, sana nurları sönük bir hâlde görünür.