Murat Keçeci Sözleri
Bana bugün 'Gezi' nedir deseler 'Gazi' derim! Tıpkı 'Mustafa' nedir dediklerinde 'Cumhuriyet' dediğim gibi!
— Murat Keçeci
DiğerMurat KeçeciSözleri
Bazen bir kutu mürekkep içsen bile kalemin ağlamaz. Ağlasa da kağıdın işine yaramaz.
Bazı şebelekler kelimelerini döllerken, padişah yosması gibi davranır. Ve Akraba evliliği yapmış gibi makaleleri sakat doğar!
Bir yerde İnsanlık Ay'a gidebilirken diğer bir yerde Ay gibi yüzler açlıktan soluyor!
Birgün gelecek para hiç bir seyi satın alamayacak. İşte o gün krediniz geçmişteki insanliğiniz olacak.
Bu devrin yalakaları Eşek arısına benziyor, ağzında bal varmış gibi dursa da ardında iğnesi dik ve havada geziyor.
Çocuktur o. Sadece Almayı bilir... Elma'yı vermeyi sen öğreteceksin!
Din'i yüreğinden çıkarıp ellerinde oyuncak edenlerdir, en büyük savaşların nedeni.
Dünyayı her zaman filmlerdeki gibi uzaylılar istila etmez. Dünyayı kalleşler Uzaya dar ederler.Kocaman dünya bir odaya sıkışır bazen. Hiç yokmuş gibi, hiç olmamış gibi.
En çok istediğiniz şey 'durakta beklediğiniz dolmuşa benzer', işte o yüzden ya sabır, ya da azim ister. Sık sık değiştirdiğiniz fikirler ise dolmuşu sizden eder.
En sevdiğin bile bir gün geçip gider kirpiklerinin arasından.
En üstün ırk vicdandır.
Evet belki Güneş doğudan doğuyor ama 'insanlık' yeni her geçen gün doğudan hızla batıyor!
Gece ve deniz kumsaldaki tüm izleri siler. Sabah hiç bir şey yokmuş gibi yine yürür insanlar. Yeni izler için.
Gelir sana derki? 'Seni cok seviyorum' Susarsın. Ve sonra sana derki? 'Senden nefret ediyorum!' Şaşarsın! Aslında şaşılacak bir şey yoktur. Hayattaki sevgi ve nefret arayışı belki de hala bitmemiştir. Hak vermelisin! Vee sonra, sadece gülüp geçmeli. Bir hayatı, bir Eyvallaha teslim etmelisin!
Girenlerde olur, çıkanlarda hayatına. Önemli olan; girdiklerinde getirdikleri ile, gittiklerinde götürdükleridir aslında.
Her gün taradığın saçlarından eksilen bir tel gibidir hayat, düzeltmeye çalıştıkça bir parçası kopar. Bırak dağınık kalsın.
Her okuduğun kitap yeni bir hayat, her yeni hayat bahçende açan bir güldür.
Herkes senin yaşadığın hayatı istiyor, başkası da herkesin yaşadığı hayatı! Ben ise başkasının herkesle paylaşamadığı rüyayı! Sen rüyasın ve şimdi herkes başkası!
Hiç merak etme sen, hiç ayrılamaz dediklerindir en uzaklarda olan!
Hüzün insanlığa örülmüş bir duvardır, ne zaman balyoz olursa sevincin işte o zaman duvarın arkasındaki umuda yolculuk edebilirsin. Hüzünle insanlığa ördüğün duvar, yalnızlığa dayadığın merdivendir!
İnsan 'Aşk' olacak! Aşk'ın maymunu değil.
İnsanın gönlüne merdiven dayayabiliyor musun? Bana bundan söz et. Gökdelenlerin senin olsun, bana insan gerek.
İnsanın her şeyini elinden alın ama umuduna dokunmayın. Orada bir DÜNYA gizli.Yıkarsanız, yıkılırsınız.
İnsanlar kibirlerine nazar değmesin diye kurşun döktürüyorlar; Birde kibirlerine kurşun sıkmayı öğrenseler...
Kadına dair; Onca sözler varken. Yeniden icatlara gerek yok! Annem. Ver elini!
Kafiyeli yazdığım her cümle, kabuğunu kıramadığım hayatımdır.
Kalleşliği marifet sanıyorlar, kahpeliği meziyet. Vatan satmayı meslek sayıyorlar. Ve insanlığı siyaset.
Karanlığa konmayan kelebek gündüzün, gündüzde yanmayan baykuş, gecenin kıymetini bilemez. Gece ruhun, gündüz bedenin özgürlüğüdür!
Kelimeler dans ediyor çevremde, şu ışıkları söndürün, söndürün ki acı verenleri gözükmesin gözüme.
Kendimce yaşamak için kelimelere dokunuyor, sizin için ise onları biriktiyorum.
Kötüler sünger gibidirler, siz su gibi olun! İyilik denizinde süngeri suyla doldurun! Eninde sonunda dibe batacaklar!
Küçücük bir papatyayı dünyadan büyük yapan, bakışınızda ki asalettir...
Küfür yesemde köşe yazmaktan sıkılmadım, tıpkı hergün küfür yesede köşeyi dönmekten sıkılmayan mebuslar gibi.
Loş bir akşamda boş bir kadeh gibidir hayat, en değerli içkiyide koysanız içine, bir yuduma bakar.
Meşk ne ki? Ben Deniz oldum be kadın. Al eline taşları sektir üstümde ve en derinlerimden dalgalandır beni, ilk sektirmen 'Aşk' ikincisi 'Sevgi' üçüncüsü 'Alışkanlığın' olsun!
Müzik bittiğinde sahneyi kapatıyorum! 'Sadece sen varsın' diyorum. Ört üstümü hayat! Umutlarım üşümesin!
Ne vakit çevirdiniz dünyayı tersine, oysa yeni çevirmiştik güneşi gündüze!
O bir ağacı savunanlara iyi bak ve yüzlerini unutma! Bugünün fidanları olanlar, yarının 500 yıllık Cumhuriyet bekçileridir!
Okumayan bir milletin elinde sopa, ağzında küfür olur, Okuyan milletin ağzında şiir elinde kalem!
Onca sözler boşunadır bazen, Ay ve yıldız bir ele, bir yürek bin zalime yeter!
Sana seçim yaptıran mey, seni sensiz bırakan şeyin başlangıcıdır.
'Aşk' a arkanı dönme, lakin 'Aşk' mıknatıs gibidir, yüzün dönükken ne kadar hızlı çekerse, arkan dönükken bir o kadarda hızlı iter.
'Taş gibi yüreğim var' diyenler, lakin evrende taşlarla doludur, ancak çok azı yürek üstüne kolye olabilir...
'Yürü be adam' dedi! Yürüdüm! Ruhum yoruldu, kalp kapaklarım sancıda! Nefes darlığı çekiyor Aşk!
Aşk yüz üstü! Savaş dimdik! İnsan yasak, hayat saklı, rüyalar şarapnel parçası!
Aşk, bazen ateşin ortasındaki sudur! Ya o suyu alırken yakarsın kendini, yada suyu döker bitirirsin herşeyi.
Aydın olmak, güneşli günlerde sönmek karanlık günlerde aydınlatmaktır. Güneşli günlerdeki ışığınız ancak kapitalizmi aydınlatır!
Aydınını yakanın öldürenin, yarınını yakar, umudunu öldürürler.
Bağırmakla mertebe atlansaydı eğer, bizim köyün eşeği Zaptiye Nazırı olurdu!
Bana bugün 'Gezi' nedir deseler 'Gazi' derim! Tıpkı 'Mustafa' nedir dediklerinde 'Cumhuriyet' dediğim gibi!