Peyami Safa Sözleri
Ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşarım.
— Peyami Safa
DiğerPeyami SafaSözleri
Yanlış insanlara doğruyu anlatmaya çalışmanın bir anlamı yok.
Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.
Ağaç nasılsa meyvası da ona göredir.
Alçak gönüllü olmak bilginin susudur.
Aldanmak aptallık değildir. Aldanmayacağını sanmak aptallıktır.
Ancak şimdi ye hâkimiz! Şimdi durmak için değil, şimdiden başlamak için.
Aptallar bütün hayatları boyunca akıllı kişilerle gezseler bile gerçekleri öğrenemezler hiç, kaşık çorbanın lezzetini alabilir mi?
Âşıklara haber vermek isterim: kalbin tüm meseleleri yalnız kalpte halledilir, çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri ise nefrettir.
Asır tereddüt ediyor.
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir. Marifet bize yar olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en masum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.
Aşk mücadelesi içinde olma, mücadele aşkı içinde ol.
Başkalarının karısına kız kardeş gözüyle, başkasının servetine bir yığın toprak gözüyle ve bütün yaratıklara kendi canını taşıyorlarmış gibi bakan kimse gerçekten akıllı bir kişidir.
Batıda hükümet sansürü yerine seviye sansürü vardır. Bu seviyenin olmadığı memleketlerde kanun düşünceyi hudutlandırır. Düşünce hürriyeti isteyenler daha evvel düşünce seviyesinin yükselmesine hizmet etmelidirler.
Bazen kalabalıkların ortasında, tek başına kaldığımız vakitlerden daha fazla yalnız değil miyiz?
Bekârları çoğalan cemiyet, gizli bir anarşi geçiriyordur. Ya büyük bir inkilâba, ya inhitata gidecektir.
Belki de canımızı sıkacak birşey olmadığı için canımız sıkılıyor.
Ben'in allah'ta yok olmaya koşması azizleri, insanlıkta yok olmaya koşması dahileri, millette yok olmaya koşması kahramanları yaratmıştır.
Beni anlayacağı gün gelip çattığı zaman, korkarım ki iş işten geçmiş olacak. Tecrübeden sonraki idrak, evvelkinden çok daha pahalıdır.
Çünkü susmak, cevapların en fenasıdır.
Din yüzünden gerilemedik, gerilediğimiz için dinden ayrıldık.
Dünyanın en çirkin, fakat en doğru kadınına rastlasam onu derhal sevebilirdim, caddenin ortasında ayaklarına kapanabilirdim.
Eski başka, eskimiş başkadır nice eskiler vardır ki, hiç eskimez.
Fakat dostum, insanın ruhu yazı tahtası değildir ki üstündekileri sildikten sonra yerine yenilerini yazmak mümkün olsun.
Fikir sahibi olmaya mal sahibi olmaktan fazla ihtiyaç duyacağımız gün gerçek zenginliğin sırrını bulacağız.
Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.
Güzel fakat uygulaması olanaksız sözler, kokusuz güzel çiçeklere benzer.
Hayranlık, mağlup olmuş bir kıskançlıktır.
Hepimiz yalancıyız ve hepimiz bize yalan söylendiği vakit kızıyoruz.
Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, birbirimize bunu hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak.
Her hastalık evvela kafada başlayıp, sonra vücuda sirayet etmiş bir isyandır.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her sıkıntı bir isyan hazırlığıdır. Ruhta başlayan bu hazırlık vücudun hastalanması şeklinde organik bir isyana çevrilir.
İki tarafta da arzuyu gurura hesap veremey çağıran iç muhasebe anları olmasaydı kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı.
İnsan sevince kavga etmek istiyor.
İşte bu fena. Son sözleri.
Kaderinin şoförü sensin. Emin ol. Onu dram istikametinde sürme. Biraz gül, yahu! Değmez vallahi bu dünya.
Kedinin kanadı olsaydı, serçelerin adı olmazdı.
Mutlu ol, çünkü kimse senin üzgün olmanı umursamıyor.
Rahatlık dışarı hayatta değil, kafatasımızın içinde.
Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız ve bir gün onu yenemeyeceğinizi anladığınız zaman onu sevmeye başlarsınız. Ve yine birisini seviyorsanız ve bir gün onu yenebileceğinizi düşündüğünüz zaman ondan nefret etmeye başlarsınız.
Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Anlarsan, değişmen gerekir.
Şüpheden doğmayan iman piç tır.
Sürüklenirsek hiçiz, dayanırsak varız.
Unutmak için en iyi çare unutmaya çalışmak değil, çalışmamaktır.
Ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşarım.