Sait Köşk Sözleri
Utanma ve acıma duygusundan mahrum olmak, insanı suça iter.
— Sait Köşk
DiğerSait KöşkSözleri
Bazen, gözün gördüğü yanlış; kalbin hissettiği doğrudur.
Bir fiyatın olmasın Değerin olsun!
Çalışmak, elde etmek için tek başına yeterli değildir. Bir de kısmet vardır. Kısmetinde varsa kaderin olur.
Cesaret, öfke anında nefse hakim olabilmektir.
Çocuk her ağladığında istediği her şeye sahip olabiliyorsa, bir müddet sonra hem kendiniz hem de çocuğunuz için, o psikolog senin bu psikolog benim dolaşmaya başlarsınız.
Cömert kişi dağıtır gibi görünse de gerçekte toplayandır. Dünyada dağıttıklarını ahirette toplar.
Deniz üzerinde taş sektirmek güzeldir. Zaman zaman hayatımızda yer işgal eden boş işleri, boş kişileri de hayat denizinde tıpkı bu taşlar gibi sektirmek lazım.
Doğal hayatta duygulara yer yoktur diyorlar, yanlış, 'duygusuz hayat' doğal değildir.
Egosu büyük olan insanın, dünyası küçüktür.
Eleştirmek ile hakaret etmek arasındaki fark edebinizi gösterir.
Gözlerimi kapar ve ben her akşam ölürüm. Gözlerimi açar ve her sabah dirilirim. Bir akşam, her akşamki gibi gözlerimi kapatacağım, ama o sabah her sabahki gibi gözlerimi açamayacağım. 'Uyudun, uyanamadın olacak.' Hayatım son bulacak. Ölüm bu kadar basit aslında.
Gün doğarken yeniden doğar insan, anlayana bir fırsat daha verilmiştir.
Günahlar insanın kalbine göz penceresinden girer.
Haddini bilen insanların kadrini bilmek lazım.
Hayat meraktır, ölüler merak etmez.
Hayatta dürüst ve mahcup kalabilmek için ne kadar da çok yoruluyorsun kalbim.
Her doğru söylenebilir, ama her doğru her yerde söylenebilir mi? Bir gerçeğe hizmet edecekse, bir sineye merhem olacaksa evet. Yaralayacak gerçeği söylemekten imtina ederim.
Her eleştiri, her karşı çıkış, muhalif olmak; neden hep ihanet olur ki? Yani ben seninle aynı şeyleri düşünüyorsam dost, farklı düşünüyorsam düşman mıyım? Daha bir yani: Ben hep senin gibi düşünmek zorunda mıyım?
Her insan ilgi çekmek ister. Bir insana ilgisiz kalmak, o insana yapılmış en büyük kötülüklerden biridir.
Hüner akışına bırakmakta değil, akışa hakim olmaktadır.
İnsan bazen, acı çığlıklarını Kahkahalarının ardına gizler.
İnsan ihsanı menfaati kadardır.
İnsan kusurlarını ya aynada görür, ya da ayna misal dostları sayesinde görür. Kusurları ayna gibi dilsiz, ayna gibi hissiz gösteren dost, hakiki dosttur.
İnsan neyi severse odur. Şefkati mi seviyor, odur; merhamete mi âşık, odur; sevgiyi mi arıyor, aradığıdır; bir kahverengi gözlüye mi hayran, hayran olduğudur; kalben mi seviyor dostlarını, evet; o zaman kendisi de dosttur. Kısacası insan ne ile meşgulse odur.
İnsan taraf olmak durumundadır. Haklının yanında, adaletin yanında, mazlumun yanında, zalimin karşısında olmak zorundadır. Tarafgirlik başka bir şey, o biraz hak gözetmeden bağnazlığa ve mutaassıplığa kaçıyor. Körükörüne bağlanmak gibi bir şey.
İnsan ümidini hiçbir zaman kaybetmez. Bazen kaybettiğimiz yerde bulamasak da, hiç ummadığımız bir anda karşımıza çıkarak bizleri ayakta tutar.
İnsanı insan kılan sahip olduğu melekelerdir. Merhamet, şefkat, sabır, sevgi ve saygı kimde varsa, o insan kıymetlidir.
İnsanın süsü nezaketidir. Kibarlık, kusur kapatır.
Kaç yaşında olursanız olun anne gittiğinde öksüzsünüz. Anne gittiğinde sizi her an sarıp sarmalayan bir dua'yı kaybediyorsunuz. Anneler, yürüyen duadır. Annesini kaybeden evlada düşen ise Allah'ın rızası istikametinde kalıp onun amel defterini kapatmamaktır.
Kafamda bir silüet salınıyor. Merhametten bir vicdan, tebessümden bir kalp. O salınırken ben gözlerimi kapıyor, ve onunla birlikte ben de salınıyorum. O bir hayal, unut gitsin. Unutuyorum ama gitmiyor ki. 'Bir peri suret görünmüş, bir hayal olmuş sana.
Kalp, rüzgarın önünde bir tüy gibidir. Gün olur, alır başını gider; içi içine sığmaz olur. Şükür gerekir. Gün olur, her yer ona dar gelir; bulunduğu hiçbir yere sığmaz. İltica gerekir. Ey dost, rüzgar her yönden esiyor; unutma ki kalbini kalbinde saklamalısın.
Kalpte ne varsa gözden o süzülür.
Kindar olmak dindar olmaya engeldir.
Kıskançlık kalbe yüktür. Yüzdeki tebessümü götürür.
Kısmet, aramayana denemeyene nasip olmuyor. Terlemeyene hiç. Armut pişmiyor, pişse de sabırsızın, tevekkülsüzün ve işinin gereğini hakkıyla yerine getirmeyenin ağzına düşmüyor.
Kuyularda Yusuf olmak kolay. İttiriverirler seni, kuyuda bulursun kendini. Zor olan Züleyha'nın karşısında Yusuf olmak. Züleyha'dan kaçabilmek, Züleyha'dan sığınabilmek Allah'a.
Münakaşa ederken geçen hayatın farkında mıyız? Ya da birbirimize dargınken!
Mutluluklar acılarla sırlıdır. Camın arkasında acıdan sırlar yoksa. Camın önünde parlak mutluluklar da olmaz.
Ne kötü; bazen tevazu, gururun perdesi olarak kullanılır.
Ne yanımdakiler, ne de canımdakiler. Kalbimdekileri kimse bilemez.
Neden sorusu tefekkürün kapısıdır. Tefekkür dıştan içe akıştır. Kainatı kalbe sıkıştırmak, ülfetten sıyrılıp uzlete dalmaktır. Kalabalıklardan ayrılıp yalnızlıkta Yalnız'a ulaşmaktır.
Nefs, insanı özgürlükle köleleştirir. Her istediğini yapan insan nefsinin kölesidir.
Acıları dindiren maddiyattan ziyade merhamettir, tesellidir.
Ahlak sadece namusta değil, bütün bir hayat tarzındadır.
Akla yol gösteren kalptir. Kalbi ihmal eden akıl, şefkat ve merhametten mahrum kalır.
Allah, kendisini bilen herkesin kimsesidir.
aptığı iyilikleri sergileyen kadar, yapılan iyilikleri görmeyen de kibir budalasıdır.
Ayna kırılsa da, yansıttığı güneşe bir şey olmaz.!
Bana bakılası bir yüz verdin. Ben ise yüzsüzlük ediyor ve Sana yüzümü dönemiyorum. Tüm yüzsüzlüğüme rağmen beni yüzüstü bırakmayıp yüz veriyorsun ya Rabbim, daha ben Sana ne diyeyim!
Başka yerde derman arama, bakma öyle uzaklara, dalma hayallere. Derman, sana şahdamarından daha yakın. Herkesin derdi başından aşkın. Derman sende, kendinde.