Serkan Özel Sözleri
Yağmur yağıyor, penceremin önünde damlalar. Ne olur bir kez daha deneyelim! Bu son yağmurdu, önümüz bahar...
— Serkan Özel
DiğerSerkan ÖzelSözleri
Aslında ben hep kaybetmiştim bu hayatta. Sadece bu gerçeği o vurdu suratıma.
Ayağım kaysa ve gamze çukuruna düşsem, benim üstüme gülücük atar mısın?
Az kaldın, gidiyorsun. Az da olsa sevmedin. Azaldım, bitiriyorsun.
Baba ölürse, çocukluk da ölür.
Baktım yaza yaza bitecek gibi değilsin, bitire bitire yazdım seni...
Bazı kelimelerin etkisinde fazla kalıyorsun.' diyordun ya hani, haklıydın. Çünkü kimse daha önce bana senin kadar güzel 'Seni Seviyorum. ' dememişti. Evet, daha önce de birçok yalana şahit olmuştum. Ama ben, ilk kez bir yalana inanmak istiyordum.
Belki de aşk alnımıza yazılmış en yanlış reçetedir.
Belki sonbahar gibi, belki de son kez bakar gibi...
Ben çok severken gidersen, kendimden geçerim. Ama çok sevdiğine inandırıp da gidersen, inan o zaman senden bile vazgeçerim.
Ben seni, bir çocuk gibi yalansız ve gülerken sevdim en çok...
Benden başkasına gülerken açılan gamze çukurunu günahla dolduruyorsun.
Beni yarım bırakma, başkasına can olur. Beni yarına da bırakma, can bu belli mi olur.
Benim gibi güzel sevemezler seni...
Bilmelisin ki gidişin sana bir şey katmayacak, ben ardından gelmediğim sürece.
Bir anlatım bozukluğusun, susarak düzelttiğim...
Bir elma kurtlu çıktı ise diğerlerine de bakarak yersin. İnsanlar da böyle işte. Biri çürük çıktı mı diğerlerine de zor güvenirsin.
Bir hayatın son sayfası olabilmekti mesele.Ya da toz tutmuş bir rafta unutulmuş bir kitap gibi ait olduğuna vefalı olabilmekti belki de.
Bir insanın iyi biri olduğunu görebilirsin,ama güvenilir olup olmadığını sadece hissedersin.
Bir karar ver artık. Ya gelirken getirdiğin aşka karışalım ya da giderken bıraktığın yalnızlığı kırışalım.
Bırakma beni, ezberinde tut! Gerekirse yine ez ama berinde tut!
Bu gidiş sana mutluluk getirmez. Çünkü ardından gelmeyeceğim...
Bu gitmek, bizi değil seni bitirecek. Haberin olsun...
Canımdın bir zamanlar. Ama şimdi sadece kötü bir anı olarak kalacaksın. Ve bugüne kadar tüm yaşattıkların için sağ olsan da, bir daha asla solum olamayacaksın.
Çok gülerim... Ve bunun sana küfür olduğunu kimse anlayamaz.
Çünkü böyledir aşk! O gözlerini kaçırır, sense aklını...
Çünkü sen yoksan, nefesim de noksan...
Daralan vakit olsa da, sıkışan her zaman vicdandır.
Dön artık! Çünkü hayatımı başkaları yaşıyor...
Dönmediğin her gün, ya ahımı alıyorsun ya da günahımı...
En çok da çayın demlisini, aşkın da senlisini seviyorum.
Etrafı ne kadar kalabalık olursa olsun, her insan kendisi kadar yalnızdır.
Geldin; Görmezden geldin, Duymazdan geldin, Bilmezden geldin, En çok da, Mutluyken aklıma geldin.
Gelecek diye bir şey yok. Gelmeyecek olan ne varsa, onu sevdik biz.
Geri dönmesen bile arada bir dönüp arkana bak olur mu?
Gidiyorsun! Peki öyleyse, varınca ara. Nerede kaldığımı merak ederim...
Gökyüzüm sende kaldı. Sen başkalarına yağdıkça ben üşüdüm. Ben üşüdükçe, sen başkalarına doğdun.
'Biz' olmanın ağırlığını kaldıramadığın için 'sen' olarak kalmıştın yanımda bir zamanlar. Zaten bende sen gittikten sonra öğrendim, 'biz' olma çabası için kendimi çok önceden terk ettiğimi. Ayrı ayrı acının birer parçaları iken, birlikte mutluluğun tam ol
'Herkesin acısı kendine büyük' derler. Peki ya herkes olmanın acısına ne derler?
'Paylaşmak güzeldir' derler. Benimle bir hayatı paylaşır mısın?
'Seni seven çok özledi' de kendine. Çünkü ben çok özlemiş olacağım geldiğinde...
'Uzaklar' diye bir yer var ve sahip olduğum her aşk sanki oralara emanet...
Ağlamak; anlatamamanın başucu kitabıdır.
Aklımın sokaklarında beraber yürürdük onunla. O başkasına giderdi, ben kendime gelemezdim.
Aklın gider ama ayakların gitmez.
Altı üstü bir hayat. Altına ölüm demişler, üstüne de hayat.
Ama yine de benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin.
Ardından ölmedim ölmesine de, yaşamayı da hiç denemedim.
Artık seni kim severse sevsin, benim seni sevdiğim kadar güzel sevilmeyeceksin.
Aşkı yanlış yerde aradığın için doğru insanı kaybediyorsun.
Aşkta ara vermek olmaz. Ya yerini verirsin, o yeri yalnızlık alır. Ya da o yerde yeller eser, yalnızlık kalır.