Şeyh Bedreddin Sözleri
Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.
— Şeyh Bedreddin
DiğerŞeyh BedreddinSözleri
Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar.
Her ne ki ararsan mutlaka insanda vardır, lakin örtülüdür. Örtünün kalktığı miktarca hak ehli için keşfe yol açılır.
İbadet etmekten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. Yoksa dünya umuruna dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tutmuş olsan, bundan dolayı hiç bir sevap ve mukâfat kazanamazsın.
İnsanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, allah'a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar.
İnsanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda hak'la kavuşmuşlardır.
İnsanlar müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. Belki bir gün hak kendisini gösterirde hak olarak ona taparlar.
Kötü ve çirkin işlerle uğraşan insanlar hak'tan uzaklaşmışlardır. Cehennem işte budur. Cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır.
Tanrı dünyayı yarattı ve insanlara verdi. Demek ki; dünyanın toprağı ve bu toprağın bütün ürünleri insanların ortak malıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim, sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir ve hepimizin malıdır.
Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.
Yârin yanağından gayri her şeyde, her yerde, hep beraber!
Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, şu herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir?
Başka halklar üzerinde baskı uygulamak, özünde kendi halkı üzerindeki baskıyı gizlemeye ve unutturmaya yöneliktir.
Beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın!.ben de halimce bedreddinem.
Gerçek iktidar, insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur.
Gerçek tasavvufçu, hiç bir insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediği şeyhleri bilir. Onları halka, kafalarının alabileceği şekilde anlatır. Ama aslını içinde gizler. Eğer halk bunu öğrenirse, kendisini öldürür.
Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.