Sezai Karakoç Sözleri
Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem.
— Sezai Karakoç
DiğerSezai KarakoçSözleri
Allaha teslim olan eşyayı teslim alır.
Amentümüz, insanlığın ruhunu bir ruhul kudüs gibi diriltsin!
Ancak, umut umutsuzluğun olduğu yerde başlar.
Anlaşılıyor ki, İslam aleminin kaderi, Türkiye'deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
Anne ölünce çocuk bahçenin en yalnız köşesinde elinde bir siyah çubuk ağzında küçük bir leke.
Arzulanan zenginlik, at kumaş ve ziyafet. Yetmez olur insana bir gün elbet.
Aşırı umut umutsuzluktur.
Baharı yaz uğruna tükettik ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.
Başarı, hayata tapmakta değil, hayatın hakkını vermektedir.
Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
Benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara; ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.
Bir gün gelecek, yine Yüce İslâm Milleti, bilinçlenecektir. Nerelerden nerelere geldiğini öğrenecek ve bu onu uyandıracaktır.
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.
Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin.
Bütün şiirlerde söylediğim sensin... Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
Çağımızın üzerine çöken kabus, materyalizm kabusudur.
Dâvamız ve dâva için kavgamız hakikat dâvası, hakikat savaşıdır.
Diriliş; şeytanın topladığı ve uğursuzluk saçan her topluluğu dağıtma; Allah'ın ipine sımsıkı sarılan topluluğu kurma yolu, yöntemi, savaşı demektir.
Dünya kavgasına, dünya için ve dünya adına değil, Allah için katılma.
Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır? Ey yükseklerden büyük seslerle düşen şu, bu yalçın kayalara bir şelale borçlu olduğunu biliyor musun?
Ellerin yaz demekti Gözlerin yeşerirdi kalbimin baharında.
Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.
Gerçek söylemeyince sanki yok.
Göz seni görmeli ağız seni söylemeli, bütün deniz kıyılarında seni beklemeli.
Hakikat, Adalet, Fazilet. İnat etmiyoruz,bunlarda ısrar ediyoruz.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum.
Hayat sade olmalı, ama yalın olmamalı.
Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
Hep suç bende değil Beni yakıp yıkan bir nazar vardır.
Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey. Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
İçimde ölen öldü, kalan kaldı, ben aynı.
İlk insandan başlar hakikat tarihi, yani hakikatin bilinişi.
İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.
İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.
İnsan, kendini hakikate adadığı, ruhunu ona açtığı ölçüde insandır.
İnsanı putların köleliğinden kurtararak fıtratın medeniyetini kuran peygamberdir.
İnsanlara gurur gelmesin, acizliklerini unutmasınlar diye Allah, ölümü yarattı. Bunu hiç unutmayarak, saatleri ve dakikaları, zamanı tam anlamıyla değerlendirmek: İşte bu dünyada bize düşen budur. Bundan ötesi bize ait değil.
Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı. Günlere geldim bunu bana öğretmediniz.
Kapitalizm, benim gözümde solun bir yüzü, kömünizm öbür yüzüdür. İnsan olan derim tükürsün ikisinin de suratına.
Kapitalizmin de, komünizmin de özgürlük türküleri, sahte türkülerdir. Köleler için, zincire vurulmuş kürek mahkumları için uyutucu afyon nağmeleridir. Boş avuntular, göz boyayan, dikkat dağıtan esaret aranjmanları.
Kendi elimizle cehenneme çevirdik kendi içimizi.
Muhayyile ve aklın Allah'ı sınırlandırıcı veya bir surete bağlayıcı zaafını bilirim ve onunla savaşırım. Ona direnirim. Allah'ı aklımla kavrama, çerçeveleme donkişotluğuna girişmem. O'na sınırsız olarak gönlümü açmaya çalışırım.
Müslümanların kendine dönüşmesi, başka bir kültüre dönüşmelerinden belki daha güç, ama tek kurtuluş umutları olacaktır.
Ne mutlu meşalesi Kur'an olan bir ümmete!
Senden ümidi kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?
Ahiret inancı, kitaplarda yazılı satırlar olmaktan öte geçmedikçe, dünyataparlık, madde tutsaklığı, yani, ruhun zindan karanlığına mahkumluğu sona ermeyecektir.
Allah korkusu, ruhu istila etmiş tutsaklığı vuran silah, onu ikiye bölen kılıçtır.
Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.