Sezgin Kocabaş Sözleri
Olmadığın her gün olurcasına yaşadım. Olduğun her gün gibi, olmayışına da alıştım.
— Sezgin Kocabaş
DiğerSezgin KocabaşSözleri
Ayrıldık biz! Bir yanımda kalbim, bir yanımda yüreğim.
Bana şiir yazma de, ama hep yanımda ol. Yanımda ol, ama şiirim de sen ol.
Baş ucuna ilişti hayat, sen uyurken tattı yalnızlığı. Sana bakarken gördü umudu, saçlarını okşarken tanıdı aşkı.
Bazen elimiz de olmaz bir kaç neden. Bazen elimizden kaçar bir kaç neden. Ve ölümü izlemek en acısı bu işte.
Bazen rüzgar olur bakışların, bazen hırçın bir dalga, yağmursa kan yağar, sen şehrimde olmadıkça.
Bazen susuyorum! Her kelime aynılaşıyor dilimde 'Seni seviyorum'.
Beklemek müsadesini aldıysa yürek, gelmesen bile gelmeyeceksen bile beklemektir seni sevmek.
Belaya musallat olmuş adım. Sorma senden sonradır benim günahlarım.
Belki başka aşklarında biter! O zaman gel, bekliyorum seni.
Ben beyaz, sen kirli beyaz. İşte aramızdaki mesafe bu kadar uzaktır yar.
Ben ve sen, sen ve ben ne kadar gizli özne varsa adından akmış adıma. Adım ve adın, adın ve adım ne kadar yan yana geldiyse adın acım ve adım Sana olan aşkım.Bana olan aşkın bize gelen ayrılık. Adım acı, adım çaresiz, adım soğuk.
Ben yıpranmak nedir bilmem konu 'AŞK' olunca. Kokun var üzerimde, konu gitmen olsa da.
Bilinmeyen bir neden olur aşk. Yok olur, onsuz olur.
Bırak düşlerin o ağaçsız vadilerini. Yoksan! Çöldür her yeşilin yeri.
Bu şehirde ki bütün kadınlarda sen varsın! Ama yine de ben seni ararım.
Bugün gittim bi'sürü sen okudum.
Büyük aşkları sen yaşa! Bana senin sensizliğin yeter.
Cennettin aynası da olsa gözlerin, kırıyor işte.
Çıkma rüzgarımdan, sensiz bir hayat düşünemem. Ve bir savaş kahramanı kalbim, hala sana direnen.
Çok hüzün sevmek! Adını armağan ediyormuş.
Fırtınasız bir sevgi, durgun bir deniz ve yelkeni kırılmış bir kalp. Bir adam ve girdap olan bir kadın, aşkla al beni içinde ki güzelliklere.
Gamzelerime bıraktığın hüzün! Daha bitmedi düşün.
Geceler küçük gözlerime büyük gelir. Büyük aşkımın zamanla sana küçük geldiği gibi.
Gözlerimin sahibini özlemekte varmış.
Gülen bir fotoğrafım olursa şayet, bil ki sen çekmişsindir
Günaydın kelimesine takıldım yine. Dudaklarından çıkıp kulaklarıma gelmedikçe, kapandım yine kara günlere.
Güneş hep aynı siyah. Gün hep aynı gri. Sen hep aynı uzak.
Hani bu son umuttu? Görmezden gelmene katlanamıyorum! Aksine daha çok umutlanıyorum.
Hayata dair bir umut beslemek, en zor geçinme şeklidir.
Her gözyaşında saf bir çocuğu uğurlarsın, nereye gönderdiğini bilemeden.
Her sabah olduğu gibi, yine göremeyecek gözlerim seni. Sen uyandığında yine de bak aynaya.
İçim buruk! Hüzün kokan topraklarda bedenim ruhum denizde balık. Yakalanırsam ölüme gülerim.
İçim kararıyor biliyorum ki; artık sıradanlaşıyorsun bende.
İlk defa bir aşk sığmadı kalbime, ve tüm bedenim esir düştü kalbine.
İntihar eder duygularım, gözlerin gelince aklıma.
İyi bir akşamınız varsa, içinizde ki çocuk mutluluktan bir yaş daha büyümüştür.
İyi geceler demeni duymaya muhtaç değilim. Ama iyi geceler demeni çok isterdim.
İyi yada kötü akşam oldu işte yine. Sorun bende değil! Seni seven bende.
Kabul et! Kelebek kadar canı var aşkın.
Kahrolası bir zaman işte, beklediğimiz.
Kalbimde bir sürü bavul, içlerinde birer tutam aşk. Hep sana hazır, hep sana gelmek için taşınır.
Kederi yenmek için kaderine ihtiyacım var.
Kime yazıyorsun dediklerinde, kimsesizliğe diyorum.
Mercan kayalıklarındaki tüm renkleri gözlerinde görmek isterim! Bana uyandığın sabahlarda.
Mutlu olmak istediğini bildiğim için. Sen gitmeden benden, ben gittim kendimden.
Nasıl olduğunu bilememek! Bazen; renklerin hepsini siyah görmektir.
Nasılsın deme! Gel, sarıl, hisset, sensiz kaldığımda kötü olduğumu.
Neyse ki şiir var! Yoksa gözlerini yazmak şarkılara yakışmazdı.
O gözün, yüzün, dudakların kimin? Benim değilse şayet. Niye güler yüzün? Neden ağlar gözlerin? Neden susar dudakların?
Olmadığın her gün olurcasına yaşadım. Olduğun her gün gibi, olmayışına da alıştım.