Şükrü Erbaş Sözleri

Şükrü Erbaş - Herkes Türküsünü elbet kendi sesiyle söyler! İnsanın dili boynuna kement olur mu?...

Herkes Türküsünü elbet kendi sesiyle söyler! İnsanın dili boynuna kement olur mu?
— Şükrü Erbaş

facebook-icon whatsapp-icon twitter-icon email-icon

DiğerŞükrü ErbaşSözleri

Herkesin gerçeği kendine acı. Herkesin acısı kendine biricik.

Şükrü Erbaş

Hiçbir sevgi tutsaklıkta yeşermez. Eşitlik özgürlük ister.

Şükrü Erbaş

İnsan bir mendille gezmeli hayatı, ne zaman ağlayacağı bilinmez ki.

Şükrü Erbaş

İnsan sevmezse eve gelir. Gider aktarlara bakar. Yarasına biraz uzaklık basar. Küçük dükkânlarda uzun konuşur. Bin çeşit önlem geliştirir. Gökyüzü çoktan inmiştir yere. Zamansızdır. Seslerden üşür. İnsan sevmezse mezarını küçük düşürür.

Şükrü Erbaş

İnsanı yalnızlığın hazinelerine götüren bir arınmadır sevmek. Yalanın kirlettiği bir yüreği yağmur sularıyla yıkamak, sonra da içtenliğin rüzgârıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır.

Şükrü Erbaş

İnsanın acısını, insan alır.

Şükrü Erbaş

insanın zamana karşı biricik şansıdır aşk. Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.

Şükrü Erbaş

Kalabalığın uyumuna inat, hayalin gerçeğe değdiği yeri seviyorum.

Şükrü Erbaş

Kalktım yürüdüm elimdeki çaresiz soruyla. İnsan neden hep sona bırakır kendini?

Şükrü Erbaş

Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada, söz, boşluğu dövmekten başka ne işe yarar ki?

Şükrü Erbaş

Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum.

Şükrü Erbaş

Ne kadar uzaksa bir felaket sizden, o kadar mutlusunuz, unuttunuz başkalarının acısını duymayı.

Şükrü Erbaş

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı? Kadınlar gittikçe daha güzel.

Şükrü Erbaş

O bana dedi ki; İnsanın çocuklardan öğreneceği çok şey var. Düşmeyi göze almadan binilmiyor salıncağa.

Şükrü Erbaş

Ölerek değil yaşayarak çoğalmak istiyoruz.

Şükrü Erbaş

Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de.

Şükrü Erbaş

Ömrüm, ah benim ördükçe sökülen, yakasız kolsuz hırkam.

Şükrü Erbaş

Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde, kadınım.

Şükrü Erbaş

Anlamakla katlanmak arasında tükendim.

Şükrü Erbaş

Ayrılık ne biliyor musun? ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.

Şükrü Erbaş

Ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda sıcacık bir sığınak olayım istemiştim. İnsanlar içinde üşüdükçe, güvenle gelebileceği.

Şükrü Erbaş

Benim en güzel düşlerim içimde kaldı.

Şükrü Erbaş

Bilene ağıt gibi oturur, bir kadının gamsız gülmesi.

Şükrü Erbaş

Biliyor musun, hoyratlık değil de incelik yakıyor canımı.

Şükrü Erbaş

Biliyorsun ya susarak yaşamak zorundayım seni, bu yüzden gecelere ve sözcüklere bölüyorum ağırlığını.

Şükrü Erbaş

Bir kapı önündeyim. Girsem suç, gitsem ayaz.

Şükrü Erbaş

Bir yere gitmeden; Gelecek birisini bekliyordu herkes.

Şükrü Erbaş

Biz bir kentten gideriz kent boşalır, bir evden koparız ev küçüldükçe küçülür, bir insandan ayrılırız dünyanın en büyük yabancısıdır.

Şükrü Erbaş

Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz. Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini alıyoruz.

Şükrü Erbaş

Büyüklerin bunca uzun yaşadığı bir ülkede, bir onur dersi midir çocukların ölümü?

Şükrü Erbaş

Canı cehenneme rahat uyuyanın. Kapısını örtenin perdesini çekenin. Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın. Duvarları ancak çarpınca görenin. Canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin.

Şükrü Erbaş

Daracık ömrümüzde geniş sıkıntılar.

Şükrü Erbaş

Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır.

Şükrü Erbaş

Dünya sinema perdesi değil ki. Düşlerin de bir sınırı olmalı, insanın gerçeği ile çevrili.

Şükrü Erbaş

Eskiden her konuda konuşurdum istekle bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi..

Şükrü Erbaş

Ey gitmek... Sesin kısık, bunalmış güzelliğin, hangi yüreğe girersen gir, ülken yok senin.

Şükrü Erbaş

Ey insan ömrünü dolduran biçimleyen duygu Hüzün müdür her vakit mutluluğun bir yüzü?

Şükrü Erbaş

Farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık.

Şükrü Erbaş

Geceler bitti. Yolculuklar bitti. Yeni yerler, yeni sabahlar bitti. Senden önceki haline döndü kalabalık.

Şükrü Erbaş

Gelişin hayata bağlıyor beni, anlıyor musun? Zaman yarat ve uğra.

Şükrü Erbaş

Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi.

Şükrü Erbaş

Gizemli bir suskunluğun dargın diliyim. Kan gülleri büyütürüm sabır saksılarında.

Şükrü Erbaş

Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki?

Şükrü Erbaş

Gün olur, onuru güzel çocuk. Acı da yakışır insanın yüreğine.

Şükrü Erbaş

Güneş değil, inandım. Serçeler başlatıyor sabahı.

Şükrü Erbaş

Hangi acıyla yaprak dökersek dökelim, insan kendini seveceği bir dünya buluyor.

Şükrü Erbaş

Hayalin, gerçeğe değdiği yeri seviyorum.

Şükrü Erbaş

Hayat dolduruyor her boşluğu kendince bir başka başlangıçla tutuşmak üzere yeniden pembe üflemeleriyle bir ince soluğun soğuyor acılar bile.

Şükrü Erbaş

Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu?

Şükrü Erbaş

Herkes Türküsünü elbet kendi sesiyle söyler! İnsanın dili boynuna kement olur mu?

Şükrü Erbaş