Sylvia Plath Sözleri
Bir bedeli var, çok büyük bir bedeli var. Bir sözün, veya bir dokunuşun.
— Sylvia Plath
DiğerSylvia PlathSözleri
Bir erkeğin evlenmeden önce bir kadına verdiği tüm güllere öpücüklere ve akşam yemeklerine karşın, gizliden gizliye istediği tek şey, evlilik işlemleri biter bitmez kadının mutfak paspası gibi ayaklarının altına serilmesiydi.
Bir milyon yıllık evrim. Eric, derinden sordu, kimiz biz? Hayvanlarız.
Birinden hiçbir şey beklemeyince, asla düş kırıklığına uğramaz insan.
Bu eşini bulmaya çalışma-sınama, deneme-yanılma oyununda çok fazla acı var.
Çok iyi biliyordum ki otomobiller gürültü yapıyordu. Otomobillerin ve yapıların aydınlık pencerelerinin gerisindeki insanlar da gürültü yapıyordu. Nehir de gürültü yapıyordu. Ama ben hiçbir şey duyamıyordum. Kent ışıldayarak, göz kırparak, bir afiş gibi yamyassı asılmış duruyordu penceremde.
İnsanın kendisi hakkında çok fazla düşünmemesinin ilacı kendisinden daha kötü durumda olan birine yardım etmesidir.
Kadın düşmanlarının kadınları nasıl aptal yerine koyabildiklerini anlamaya başlamıştım. Kadın düşmanları Tanrı gibiydiler: incitilemez ve tepeden tırnağa güçlü. Yeryüzüne iniyor ve sonra gözden kayboluveriyorlardı. Ele geçirmek olanaksızdı onları.
Kimseden bir şey bekleme böylece asla hayal kırıklığı yaşamazsın.
Mutlu olmaya cüret ettiğin an, kader seni alaşağı ediverir.
Nefret ettiğim bir şey varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatrınızı sorup, 'İyiyim' demenizi beklemeleridir.
Ölmek bir sanattır, her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi, öyle ustaca ki insana korkunç geliyor, öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor, bu konuda iddialıyım sanırım.
Ölüm çok güzel olmalı, yumuşak, kahverengi toprakta yatmak, birinin başının üzerinde çimlerin dalgalanması, ve sessizliği dinlemek. Dünün olmaması, ve yarının olmaması. Zamanı unutmak, hayatı affetmek, barışta olmak.
Umarsızlığa kapılıp avuntu gereksinimi uğruna onurumu hiçe saymamalıyım; içkide saklanmamalı, tuhaf adamlarla kendimi incitmemeliyim; güçsüz olmamalı, başkalarına için için nasıl kanadığımı, nasıl gün gün damlayıp biriktiğini, pıhtılaştığını söylememeliyim. Hala gencim.
Yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var.
Bir bedeli var, çok büyük bir bedeli var. Bir sözün, veya bir dokunuşun.