Tahir Musa Ceylan Sözleri
Aklın üstüne yük gelirse beden düşünmeye başlar.
— Tahir Musa Ceylan
DiğerTahir Musa CeylanSözleri
Allah her insana sabah uyanmak için bir neden vermiştir.
Amacım, azalmama alıştıra alıştıra insanları bir gün tamamen sessizliktir.
Ancak en az ve en fazla bir kere ihanet eden sadakatin daimi sahibidir.
Annesi terzi, babası berber olanları severim, insanı bir şey yaparak keserler çünkü.
Arkadaşlığın, dostluğun köklerinde hiç ummayacağımız kadar basit etmenler rol almış olabilir, soğuk mağaralarda her işi artışını adeta koklayan derimizdeki sıcaklık reseptörleri gibi mesela.
Artık kendimi savunacak yaşları geçtim, tehlikeye girmeyecek yaşlara geldim.
Arzuların engellenmesi düşünceyi doğururken, doyurulması yok eder.
Aşırı doyum kendini engellemektir.
Aşk benim odipalım değildir yalnızca, aksine geçmiş bütün odipallerin toplamıdır.
Aşk, kendi ölümünün lezzetidir.
Başarılı adamlar, yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayal ve gücüne sahiptirler.
Başarılı her insan, en azından kendi programını yapmaya yetecek kadar dışarıya kapalı olmak zorundadır.
Başkalarına yardım et düzelirsin.
Bazılarının suç uydurma suçu vardır, bir suç denizinde böylece suçluluklarını görmezden gelebilirler.
Bedenin sınırları arzunun sınırlarından daha dardır.
Ben sesleri yazabilirim, konuşamam
Beni en çok düşündüren şey, bitki 'kanı'ndaki klorofille, hayvan kanındaki hemoglobinin birinin ortasında magnezyum, ötekinin ortasında demir bulunmasının dışında tamamen aynı yapılar olmasıdır.
Beni en çok korkutan şey insan öldüren insanların, ben insana hemen hemen sağlıklı insanlar olarak görünmesi olmuştur.
Benim için bilgi değil inanç önemlidir, çünkü bilgi de faydacılık, inançta fedakarlık vardır.
Beyninin yapısını düşününce, insanın yeryüzünde yaptıkları çok az gelir.
Bileşmenin, birleşmenin olduğu her yerde organizatöre ihtiyaç vardır; insan da bir bileşimse eğer kendini idare edecek bir benliğe ihtiyacı olacaktır.
Bilim çok az saf olup hemen tamamıyla karmaşıktır, bilimadamıysa çok çok az saftır, ama tutarlı biçimde yanlıştır.
Binlerce ekmeği olan bazıları hayatını, bir fazla ekmeğe harcamıştır.
Bir milli park yaratırken önce otobur temelini kurar, sonra üstlerine onlarla beslenecek yırtıcıları salarsın; bir ekonomi yaratırken de temele çalışanları yerleştirir, sonra üstlerinde kapitalistleri palazlandırırsın.
Bir yapı bencilleştikçe, bir kademe daha üstte bir organizasyon kurar.
Bir zihni korumak için beyni ne kadar harcayabiliriz?
Birincil narsizm hayvana, ikincil olansa insana bağlıdır, o yüzden ilki haklı, sonraki hastalıklıdır.
Bizi yetersizliklerimiz barıştırır.
Bütün güzel şeyler ödünçtür, beş ölü doğumun üzerine tanrı'nın verdiği ve iki üç on yıl sonra geri aldığı mozart ya da onun konserlerinde saraydan iki üç saatliğine alarak giydiği üzerine bol gelen parlak giysiseler gibi.
Bütünlüğü sağlayan bilgeliktir.
Büyük bir adam biyolojik olarak küçük bir nedenle büyük olabilir, küçük bir adam da felsefi olarak büyük bir nedenle küçük yaratılmış olabilir.
Büyük işler yapmaya koyulduğunda etrafında bir uçurum varmış gibi yalnız kalırsın.
Büyüklenmeci takıntılı benliklerin attıkları nutuk sırasında, sayısı yüzlere varabilecek sayıda geniş kanatlı burunlarına dokunup kasındıklarını görüyorum, büyük düşünce beyni kaşıyıp durmaktan mı çıkıyordur nedir! Gördüğüm son örnek slavoj zizek olmuştu.
Büyüme, nesnelerle ilgili bilgi kırıntılarından dünyalar kuran logarıtmık bir öğrenmedir.
Çalmanın depresyonu sağaltıcı bir etkisi vardır.
Daima başkalarını yücelterek kendimi gizlerim.
Dikkatte eksiklik kişiyi, en yakınına muhtaç eder, çünkü bu durumda ancak en yakındaki dikkatten kaçmaz.
Dil, manik iki hastanın kuşlar gibi karşılıklı cıvıldaşırken oynadıkları bir oyun ve sonunda tutturdukları kurgu temelinde yükselmiş bir yapıdır.
Dövme, sığırlardan sonra denizcilere yaptırılmıştır, boğulanlar ve vurulanlar tanınsın diye.
Dünyanın aşırı farkında olmak insanı bilim adamı, kendinin aşırı farkında olmaksa hasta yapar.
Dürtüşel insanlar dürtülerini kontrol etmek peşinde algılamalarını derinleştirir, hesaplamalarını detaylandırır, kişiliklerini geliştirirler, dürtüşel olmayanlar ise tekdüze yapı ve dar bir kişilikte kalırlar.
Düş kırıklıklarına direndiğimizi gözlemek kendimizi sevmemize neden olur.
Düşünceler üretiriz ve ürettiğimiz düşüncelerin altında eziliriz.
Acı çok dağılmış insanın kendini toplama aracıdır, matkap gibi kullanıp onu psikolojik kaya katmanına ulaşır ve o temel üzerinde kendini yeniden kurar.
Açıklamak, matematikleştirmektir.
Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü.
Açlık arayış, doygunluk durgunluk, durgunluk isteksizlik yaratır.
Aıds ve vebadan koruyan aynı gendir, veba avrupa'da heladan, aıds afrika'da maymundan gelmişken, bedenin kendine verdiği görevi dün yaptığından farklı olarak bugün beyin zihne vermiyor ki avrupa yaşıyor, afrika oluyor.
Akıllılar bir gün, deliler bir asır sonra haklı çıkar.
Aklın üstüne yük gelirse beden düşünmeye başlar.