Tarık Tufan Sözleri
Herkesin gecesi kendi yarası kadar, derin ve sızılı.
— Tarık Tufan
DiğerTarık TufanSözleri
İçinizde fırtınalar koparken, dışarıya günlük güneşlik havası veriyorsunuz ya, yapmayın... Bırakın hak edenler fırtınadan nasibini alsın.
İnsan kaybettikleriyle insandır.
İnsan zekasıyla değil, kalbiyle uçmayı öğrenebilir.
İnsan, altından çıkacakların acısını yaşamamak için, içindeki göçükleri kaldırmaya korkuyor.
Kadınların yaralarını erkeklerin gözyaşları iyileştirir ancak. Erkekler ketumlaştıkça, gözleri kuraklaştıkça, acısı dinmemiş kadınların sayısı artıyor. Erkekler ağlamadıkça kadınların yaraları bir türlü geçmiyor.
Kendi kendisiyle derin ve kıyasıya varoluş kavgasına cesaret edemeyenler, sürekli düşman icat ederler.
Kime ne lan dedim? Düşeriz de, kalkarız da hayat bizim değil mi ağa. Kimin ekmeğini elinden almışız, kimin sırtına basmışız oğlum? Biz niye utanıyoruz lan?
Kimliğini sadece ötekine nefret üzerinden kuranlar için, hakikat ve tefekkür ayak bağıdır.
Konuştuğum birçok şeyi iş olsun diye konuşuyorum başka yerlerdeyim aslında. Paramparçayım iyi değilim!
Sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun? Sıkı sıkıya sarsan ellerini göğsüme dolayıp, hiç düşmem ben..
Sınanmadığınız bir acı üzerinden konuşmak; her zaman kolaydır.
Sürekli başkasının günahı, ayıbı, kötülüğü üzerine konuşanların, kendi içlerine dönecek, kendindekini görecek cesareti ve içtenliği yoktur.
Ve Allah kendi Hira'sını bulan herkesle konuşur.
Yüzüne bakıp da derdini hissetmeyen dosta, kelimelerin zaten gücü yetmez.
Acının çağırdığı kelimeler, acının çağırdığı kadınlar kadar kadar sahicidir!
Ah sevgilim! Şimdi gökyüzüne bakmak, başkalarının evini gözetlemek kadar tedirgin edici. Gidelim başka bir gökyüzü bulalım, başka bir Ay bulalım kendimize. Bu doymazlar, bu arsızlar gökyüzümüzü çalmışlar.
Ardına bakmadan çekip gidenlerin peşine düşmek için yaratılmadık biz.. Bir görünüp bir kaybolmak ayın ve yıldızların işidir.. Sen insansın.. Hatırladın mı?
Artık gitmeliyim. Sizinle tanışmadığıma çok sevindim. Ve inanın daha fazlasını kaldıracak gücüm yok.
Bazen hayat ağırlaşıyor. Bir kelebeğe, kanatlarının ve süslerinin ağır gelmesi kadar hatta.
Bazen her şeyi anlayabildiğimi sanıyorum. Her şey normal gelmeye başlıyor.Bu, beni korkutuyor.
Bazı insanlar var ki, onlar başka yerlere, başka zamanlara, başka göklere ait.
Bir filmi izler gibi izliyorsunuz hayatı.
Bir kadına duyduğun sevgi arttıkça yüzüne doğrudan bakabilme gücün azalır; gerçek aşıklar ölmemek için uzaktan bakarlar. Zaten aşktan ölecek hale geldiklerinde ise sevgilinin yüzüne doğrudan bakmaları yeterli gelir.
Bir sevgili gittiğinde, altında onunla dolaştığınız gökyüzünü de alıp gitmiştir.
Bir sevgili gittiğinde, ona baktığınız gözlerinizi de alıp gitmiştir. Bir sevgili gittiğinde, altında onunla dolaştığınız gökyüzünü de alıp gitmiştir.
Bir sinema önündeyim; hayatım gösterime girmiş suçunu itiraf eden sanığın, kahirli kalbini taşıyorum bütün mutlu karelerimi kesmişler sen yoksun örneğin..
Dışarıda yağmur var ve gitmek için iyi bir gün.yağmur var ve herşeyi gizlemek için iyi bir gün..
Gecenin örttüğünden çok, hatırlattıkları vardır.Gerçekte üzerinin örtülmesini en çok istediklerimiz.
Gerçek olan senin mevsimindir, güneş senden doğar ve yağmur senin gözlerinden düşer yeryüzüne.
Gözündeki yaşı içine akanın, yarası kuruyup kabuk bağlamaz.
Güne başlamanın en emin yolu, rızkı verenin yalnızca ALLAH olduğuna mutlak inançtır.
Harfler amaçsızca kafamın içinde dönüyordu ve bir süre sonra anlamlı bir kelimeye,sese dönüşemeden can verip yığılıyorlardı. Cansız harflerin üst üste yığıldığı bir toplu mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer o zaman anladım.
Hatırlamak gecenin meselesidir. Hatırlayınca uykunun kaçması da.
Hayırlısı demenin, diyebilmenin rahatlığına sığınmak ne güzel.
Herkesin gecesi kendi yarası kadar, derin ve sızılı.