Uğur Gökbulut Sözleri
Bu zamanda en değerli kabiliyet sanırım insanın kendini toparlama onarma yetisi çünkü en yakının bile bilmez içinde nelerin parçalandığını yada kırıldığını en iyi yine sen bilirsin hangi tecrübeyi hangi acıyla hangi yalanı hangi yaraya hangi ahı hangi sevdaya ve kimi nereye koyacağını.
— Uğur Gökbulut
DiğerUğur GökbulutSözleri
Bütün bu olup bitenlere rağmen, canımı yakmalarına ve kırılmışlıklarıma rağmen, yine de hayranım; insanlara gösterdiğim şu güler yüzüme ve tükenmek bilmeyen sabrıma.
Eğer Kaderinde Varsa Aşk, Saklandığın Yalnız Kulübende Bile Seni Bulur. Ama Yoksa, Milyonluk Şehirlerde yaşasan Da, Yalnızlıktan Ötesine Düşmez Nasibin. Yani Tesadüf Diye Bir şey Yoktur. En Küçük Zorlukta Gidenlere Değil, Birlikte Mücadele Edenlere Nasip Olur.
Gerçek bir sevginin hamurunda emek ve değer vermek vardır. DOKUNMAK İSE ÇOK SONRA GELİR. Sevgi ile olgunlaştırmadığın bir tene dokunduğun zaman ya KIRARSIN ya da KIRILIRSIN.
Gerçek bir sevginin hamurunda emek ve değer vermek vardır. Dokunmak ise çok sonra gelir. Sevgi ile olgunlaştırmadığın bir tene dokunduğun zaman ya kırarsın ya da kırılırsın.
Herkes için yeteri kadar yer var dünyada; hiç kimseyi tepenize çıkarmanıza gerek yok.
Herkesin hayatında geçmişe her baktığında dönmek istediği bir an vardır. Bazıları için bu an, unutamadığı bir mutluluktur, ama bir çoğu için bu an keşke düzeltmenin bir yolu olsa dediği ve hiç yaşamak istemediği derin bir pişmanlıktır.
Hissetmediğin yaraya dokunma. İçtenlikten uzak her türlü şefkat ve ilgi, ve sevgi karşındaki insanı sadece biraz daha yaralar. Çünkü acı çeken bir insan, samimiyetin sahtesini de gerçek dostun gölgesini de anında hisseder.
İnsanın en zayıf anı birine güvenme ve sevme ihtiyacanı hissettiği andır. İşte o an yalanlarla gerçekleri, yüzlerle maskeleri, duygularla niyetleri ayıramayacak kadar kördür insan.
İnsanlarla aranıza, hayatınıza burunlarını sokamayacakları kadar mesafeler bırakın. Nerde susması nerde konuşması ve nerde durması gerektiğini bilmeyen insanlarla çevriliyse dünyanız, ya sınırlarınıza sahip çıkın, yada sinirlerinize. Çünkü bu insanlar her ikisini de zorlamaya bayılırlar.
Kanatlarındaki gücün farkına varmış bir kuş için en güvenli yer, kendini her zaman güvende hissettiği gökyüzüdür.
Kırıp döktükten, eğip büktükten ve incittikten sonra hiçbir şey olmamış gibi yapanlar var ya; bak diyeyim size onlarla da ömür geçmez.. Çok özür dileyen insandan hayır gelmez... Siz karşınızdayken yüreği ağzında, ağzı kulaklarında ve aklı tamamen sizinle dolu insanları sevin.
Küçük hayallerin, küçük mutlulukların olsun bu dünyada. Çünkü büyük umutlarla ve büyük hayallerle yola çıkanların çoğu mutsuz. Ve unutma ki; insanın serveti gözünü doyuran dünyalıkları değil, gönlünü doyuran sevdikleridir. Dünyada biriktirdikleri değil, yanlarında götürdükleri iyilikleridir.
Olmuyorsa zorlama, orda bırak..! Sorun ne sendedir, nede sevgini gösterme şeklindedir... Bazıları sevilmekten, bazıları sürünmekten hoşlanır... Hepsi bu.
Oysa ne kadar çok isterdim, sevgiyi dozunda, hasreti tadında ve senide zamanında bırakmayı.
Sabrınızı, sinirlerinizi ve sınırlarınızı zorlayan insanları kendi hallerine bırakmak gerek. Çünkü karaktersizlik ve çekememezlik; bazılarının yaşama şeklidir, şaşmamak gerek.
Samimiyet istiyorum artık, boğulduk dili süslü, ama yürekleri boş insanlardan.
Sana kendini değersiz hissettirenlerin peşinden koşacağına, yalnız ol, ama mutlaka gururun arkasında yürü. O, seni bu zamanın adamı yapmaz belki, ama senide kimseye harcatmaz.
Sana olan sabrımın sevgimden olduğunu, ancak sende sevince anlarsın.
Sırf sevdiklerin göz yaşı dökmesin yada kırılmasınlar diye, tek başına sahiplendiğin acılar vardır. Ve bu durum bazen yaşadığın yada yaşayacağın bir ömrün tamamını kapsayabilir.
Soğumuş bir yüreği hiçbir özür ısıtamaz.
Susmanın yorgunluğu da, insan kalabilmenin kırgınlığı da, bazen dayanılır gibi değil.
Tek istediğim birine sonsuz güvenmek, ama mümkün olmuyor işte. Zamanında güvendiğim insanların parmak izleri sırtımda dururken, ve hala sıcakken yarım kalmışlıkların acısı içimde, iyi niyetlerimi bir kez daha hiç kimsenin insafına bırakamam. Yalnızlık bu olsa gerek.
Unutulmaz sanma kendini. Biraz zamana, biraz yalnızlığa ve biraz da deniz havasına ihtiyacım var sadece. Hepsi bu.
Ve herkes farklı şekilde tükeniyor hayatında. Kimileri doğru insanı beklerken, kimileri ise doğru insan zannettiklerinin yanlışlıklarıyla yüzleşirken. Yani herkes bir şeylerin bedelini ödüyor. Bazen seçimlerinin, bazen seçmediklerinin.
Ve kadın; kendini güvende hissettiği yere ait, sürekli huzursuz hissettiği yerlerin ise misafiridir. Kendini yalnız ve çaresiz hissettiği anda, bana artık müsade demekten asla kaçınmaz. Evi gibi hissettiği yüreğin her şeyi, yüreğini doyurmayan kimsenin de hiç kimsesi olmaz!
Ve sonra anladım ki; herkes için parçalanmayı bıraktığın anda herkes diye bir şey kalmıyormuş. Ve insan gerçek dostlarını en zor zamanda tanıyormuş.
Ya sen iyi bir oyuncuydun, ya da ben kötü bir seyirci. İşte bu yüzden; en çok da kendimden özür diliyorum.
Bazen olmuyor işte, yapamıyorsun. Hayata hep iyi tarafından bakamıyorsun. Çünkü çevrendeki bazı insanlar gerçekten kötü, hayat bazılarına gerçekten çok zor, bazılarının acıları hep taze ve hayat bazıları için sadece; mutlu olmaktan çok, mutlu görünebilmek çabasından ibaret.
Bazı insanları anlamayı bırak, dinlemek bile yoruyor. Dinlemeyi bırak, onları görmek bile yoruyor. Görmeyi bırak, varlıklarını bilmek bile yoruyor.
Bazı kelimeler bazı insanlar için fazla, bazı insanların ise, bazı kelimeler için insanlığı az. İnsanların kulağına göre değil, yüreğine göre konuşun. Yormayın. Yorulmayın.
Beni eleştirdiğin için değil, değiştirmeye çalıştığın için yanında değilim. Ben seni gördüğüm gibi sevdim, sen ise beni görmek istediğin gibi. Ben olduğum gibi yaşamayı seviyorum, sen ise; benim asla olmak istemediğim birini.
Bildiğim bir geçmişe dönmektense, bilmediğim bir gelecek daha az yorar beni.
Bir insanın sana verdiği mutsuzluktan kurtulmak istiyorsan, ona verdiğin değeri azaltacaksın.
Bir vefasızlığı daha kaldıracak kadar yer kalmadı içimde. İçim öylesine kalabalık, öylesine tıklım tıklım ki.
Bir yüzü diğer yüzüne, bir sözü diğer sözüne, ve günü gününe uymayan insanlar üzerine, bir ömürlük hayaller kurmayın. Sevgi kararlılık, istikrar ve sadakat ister. Ne istediğini bilmeyen insanların elinde oyuncak olmayın.
Bu gönül yorgunluğu hiç bir yorgunluğa benzemiyor. Umduklarını bulamadıktan ve bulduklarını da haketmediğini gördükten sonra, insan artık yanına hiç kimseyi istemiyor.
Bu zamanda en değerli kabiliyet sanırım insanın kendini toparlama onarma yetisi çünkü en yakının bile bilmez içinde nelerin parçalandığını yada kırıldığını en iyi yine sen bilirsin hangi tecrübeyi hangi acıyla hangi yalanı hangi yaraya hangi ahı hangi sevdaya ve kimi nereye koyacağını.