Yılmaz Odabaşı Sözleri

Yılmaz Odabaşı - Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık.....

Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık..
— Yılmaz Odabaşı

facebook-icon whatsapp-icon twitter-icon email-icon

DiğerYılmaz OdabaşıSözleri

Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım; sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın.

Yılmaz Odabaşı

Her ömür kendi gençliğinden vurulur.

Yılmaz Odabaşı

Her sonbahar dökülen, biraz da ömrümüzün yapraklarıdır.

Yılmaz Odabaşı

Herkes arar pembesini. Oysa kendinden ötesi yoktur; kimse sevmez yalnızlıkta gölgesini.

Yılmaz Odabaşı

Herkes bilir gitmesini. Bir zaman öğrenirsin gideni sırtından öpmesini..

Yılmaz Odabaşı

Herkes kırılamaz, ipince bir dal olmak gerekir kırılmak için, ama dünya kütüklerin.

Yılmaz Odabaşı

Herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim bir de kimsesizliği..

Yılmaz Odabaşı

İnsanlar küçüldükçe, ölüm büyüyor ve herkes seçmediği yasalarla ölüyor!

Yılmaz Odabaşı

İyi ki bu düştesin, her sabah ısıyan güneştesin, iyi ki yoksulüz bulutlar gibi, soğuyan dünyada sımsıcak fırınlar gibi..

Yılmaz Odabaşı

Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar..

Yılmaz Odabaşı

Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım..

Yılmaz Odabaşı

Kimin umrunda buharlaşmış oğullarını arayan anaların acısı.

Yılmaz Odabaşı

Kimse bilmez be canım, 'bir yara bir ömrü nasıl kanatır.

Yılmaz Odabaşı

Kısa bir öyküdür hayat, uğruna upuzun acılar çektiğimiz. Kısa bir Türküdür, bir kez daha söylemek için delirdiğimiz..

Yılmaz Odabaşı

Ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?

Yılmaz Odabaşı

Önce sesini, sonra yankısını çaldırdın şu beton ormanında. Kal orda!artık hiçbir şeyden kurtulamazsın.ıslanmışsın bir kere oğlum, yaş gününde kuruyamazsın.

Yılmaz Odabaşı

Öyle bir serüven ki hayat; karanlıkta Polyanna'lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır.

Yılmaz Odabaşı

Oysa ölünecek bir şey yokmuş, gidince sen, yaşanacak bir şey olmadığı kadar.

Yılmaz Odabaşı

Sen bir şeyler bilsen bildiğinden ben çıkarım çocukluğuma dokunsan öksüz çıkarım halkımı tanışan yurtsuz çıkarım.

Yılmaz Odabaşı

Ses hoyrat sevinç yılgın şakaklarım sonbahar..

Yılmaz Odabaşı

Siz orada kalabalık ve kabarık kalın, sağ olun, yalnızlık iyi, yalnızlık iyi.

Yılmaz Odabaşı

Sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum. Konuşsam sessizlik gitsem ayrılık.

Yılmaz Odabaşı

Ve andolsun ki hiçbir kurşun, hiçbir çelik, hiçbir toprak ve hiçbir vatan daha kutsal değildir insandan!

Yılmaz Odabaşı

Ve ben gittim yüreğimde kan gülleri, siz de o aşkın teninde dinamit sayın beni!

Yılmaz Odabaşı

Ya kederiydik kendimizin, ya bir halkın kaderi; ya şakağı ya şafağı bir halkın namlular çarmıhında!

Yılmaz Odabaşı

Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın.

Yılmaz Odabaşı

Yaşam yanıltmanın, insanlar yanılmanın ustası oldukça yine yeni düşler deniyor ve deneniyorlar.

Yılmaz Odabaşı

Yaşlı bir kısa rehin düşse de günler, kalbindeki tomurcuğu bahara büyüt; o tomurcuk düşlerinin yağmuruyla ıslansın.

Yılmaz Odabaşı

Yitirdiğin her şeyde, kazandığın birşey vardır, kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. Hayat karşına nasıl çıkarsa çıksın, vazgeçme ve unutma: senin hayallerin olmazsa, başka birinin hayali olamazsın asla.

Yılmaz Odabaşı

Artık bu ayrılıklardan kalbim usandı bir gökyüzü, bir duvar, bir resmin kaldı oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı bıraksalar martılarla randevum vardı.

Yılmaz Odabaşı

Bak, kimin temiz bir göğü varsa kirletip bırakmışlar avuçlarına. Bu yüzden insanlar elleri ceplerde çıkıyorlar sabahlara.

Yılmaz Odabaşı

Bayrakları bayrak yapan bayrak imalatçılarıdır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa utanmalıdır!

Yılmaz Odabaşı

Bazen anılara en çok yakışan elbise, birkaç damla gözyaşıdır, unutma.

Yılmaz Odabaşı

Ben iki şeyin apansız geldiğine inanırım: aşk ve ölüm.. İkisi de geldiğinde git diyemezsiniz. İkisinin de önemi ve büyüklüğü, belki de geldiklerinde git diyemediğimiz içindir.

Yılmaz Odabaşı

Ben seni hep ayrılıkla anmışım titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını. Hep adını yazmışım.

Yılmaz Odabaşı

Bir insana; 'ya benimle olur musun?' denir, 'ya da benimle olur musun?' işte iki noktacık değiştirir anlamı.

Yılmaz Odabaşı

Biz şimdi ölsek; en fazla kahvede çaylar soğur.

Yılmaz Odabaşı

Boşuna çırpınma gökyüzü, yurdum kadar ağlayamazsın.

Yılmaz Odabaşı

Böyle geçip giderken uzun zamanlar, kimleri unuttuk kimler kalanlar?

Yılmaz Odabaşı

Bu yüzden uğruna çok olduğum sabahlar, yaralıdır. Gençliğim darmadağın bir ilkyaz tufanıdır. Bu sevdayı kurda kuşa yedirtmem!

Yılmaz Odabaşı

Defolu çıkmış hayat, kimin umurunda!

Yılmaz Odabaşı

Deli sormuş deliye, aşk nedir diye? Deli gülmüş deliye, ben niye delirdim diye...

Yılmaz Odabaşı

Demiştim, gidip geniş bir bulut alalım. Çünkü yarın, gökyüzü üzerimde hep dikdörtgen kalacak. Yarın kalbimin ormanına küller yağacak.

Yılmaz Odabaşı

Dilediğin kadar uzağa git, hep aynı gökyüzünü paylaşacağız.

Yılmaz Odabaşı

Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır.

Yılmaz Odabaşı

Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri, sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor.o örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor.

Yılmaz Odabaşı

Gitti.. Kanatları yüreğimdeydi kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi yitirdim o aşkın kimliğini hükümsüzdür.

Yılmaz Odabaşı

Gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın, gittiğin yer bir uçurum kadar uzak.

Yılmaz Odabaşı

Gözlerini sil ve bu sevda kadar köyü bir çay tutuştur ellerime yok, gitme! Gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor özlemeyi yutkunuyorum..

Yılmaz Odabaşı

Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık..

Yılmaz Odabaşı